"في ثمان" - Translation from Arabic to Turkish

    • sekiz
        
    sekiz tane İsrail ve Filistin şehrinde duvarın iki tarafına da yapıştırmaya karar verdim. TED قررت ان الصق في ثمان مدن اسرائيلية وفلسطينية وعلى جانبي الحائط.
    Şimdi, sevgilim ufak hilesini sekiz saniye içinde yapmalı. Open Subtitles الآن، عزيزي يَجِبُ أَنْ تعمَلُ حيلته الصَغيرة في ثمان ثواني.
    sekiz dakika sonra Frasier'la bahçedeki masamızı kaybedeceğiz. Open Subtitles في ثمان دقائقِ التي نحن نَذْهبُ لفَقْد منضدةِ باحتِنا.
    Danışmanlık önerdiler ama sekiz yıldır çalışmadım. Open Subtitles نعم، حسنا، عرضوني أنصح. لكنّي ما لست معمول في ثمان سنوات.
    sekiz senedir annem ve abimle görüşmüyorum. Open Subtitles أنا مَا تَكلّمتُ مع أمِّي أَو أَخّ في ثمان سَنَواتِ.
    Ranjit, bizi oraya sekiz dakika içinde götürebilirmisin? Open Subtitles رانجيت هل يمكنك ايصالنا هنالك في ثمان دقائق ؟
    Ranjit, bizi oraya sekiz dakikada götürebilir misin? Open Subtitles رانجيت هل يمكنك ايصالنا هنالك في ثمان دقائق ؟
    Son sınavımın olduğu gündü ve ben sekiz saat boyunca güzelce çalışmıştım. Open Subtitles ترجمة : كان هذا هو يوم آخر إمتحان, ودخلت للتو في ثمان ساعات من المذاكرة الجيدة
    - sekiz yılda pek çok şey olabiliyor adamım. Open Subtitles الكثير من الممكن ان يحصل في ثمان سنين, يا صاحبي.
    Bir Kelime Bir İşlem'de sekiz bölüm boyunca oynamayı başarmış prestijli bir azınlığa mahsus bir kulüp bu. Open Subtitles النادي الخاص بأعضائه الحصريين و الموهوبين الذين استطاعوا الفوز في ثمان حلقات من برنامج العد التنازلي
    Ortağın sekiz dakika içinde döneceğini söylemişti. Open Subtitles شريكك قال أنّه يستطيع إستعادتها في ثمان دقائق
    Sizin için kıçımı yırtıp sekiz işte birden çalışıp, yemekleri yapıp her şeyin yolunda gitmesi için uğraşmak! Open Subtitles لقد أرهقت كاهلي من أجلكم عملت في ثمان وظائف, اعد لكم الوجبات ابقى كل شئ على وضعه الصحيح
    Şu an aynı anda, altı farklı zaman dilimindeki sekiz toplantıda sekiz kişi beni temsil ediyor. Open Subtitles لدي ثمانية أشخاص يمثلونني في ثمان اجتماعات بوقت واحد في ست مناطق زمنية الآن
    Her şey içinde sekiz görmek için kendimi zorlardım. Open Subtitles كنتُ أجبر نفسي على رؤية أشياء في ثمان مرات
    sekiz yılda, hiç işini aksatmadı, hiç başarısız olmadı.* Open Subtitles في ثمان سنوات, هو ابدا لم يدعي المرض, ولم يسبق له ان تجنب العمل,
    Efendim, tıbbi birimler topladık, karantina merkezleri kurduk, ...ve sekiz yerel havalimanını uçuşa kapattık. Open Subtitles لدي طائرات طبية مستعدة في ثمان من المطارات المحلية
    - sekiz yılda insanlar değişebilir, Johnny. Open Subtitles الناس تتغير بسرعة في ثمان سنوات.. جوني أنه ليس كذلك
    Eğer benimle flört ederse ve ben yüz vermezsem sekiz hafta içinde toplantıda sırf kahve döktüm diye beni kovacak. Open Subtitles في ثمان اسابيع ساقم بسكب قهوة في اجتماع. و سيطردني,لقد حدث من قبل.
    Bu meslektaşlarımızla beraber Seçim terminolojisi için Arapça bir sözlük çıkardık ve sekiz farklı ülkede çalıştık. TED فمع هؤلاء الزملاء، أنشأنا "المعجم العربي لمصطلحات الانتخابات،" وقمنا بالعمل في ثمان دول مختلفة.
    35,000 kişi sekiz resmi baloda 100 ve 200 dolar arası içeceklere harcadı. Open Subtitles 35,000 ِ ألف شخص في ثمان جهات رسمية $علقوا بين 100$ إلى 200 مع السكان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more