"في جنازة" - Translation from Arabic to Turkish

    • cenazesinde
        
    • Cenazede
        
    • cenaze töreninde
        
    • cenazesi
        
    • cenazesindeyken
        
    • Bir cenazedeyiz
        
    • bir cenaze töreni
        
    • cenazesinden
        
    • cenazesindeki
        
    Kız kardeşimin cenazesinde olduğu zamanki gibi kenara atılıp, unutulmayacağım. Open Subtitles لن أدعهم يلقونني جنبا ويتناسوني كتلك المرّة في جنازة أختي
    Ayrıca annemin cenazesinde krallar gibi konuştuğun için suçluluk duyuyorsun. Open Subtitles وأنت تشعر بالذنب لأنك كنت نذلًا بغيضًا في جنازة أمي.
    babamın cenazesinde olduğunu hatırlayabiliyorum. İç çamaşırlarımızla buzun üzerinde hoplayıp zıplamıyorduk. TED على سبيل المثال، أستطيع تذكر شيء مشابه كهذا حدث في جنازة والدي.
    - Asla bir yüzü unutmam, ya da Cenazede sergilediğin tavırları. Open Subtitles انا ابدآ لا انسى وجه أو ما فعلتيه في جنازة أختك
    En son ne zaman cenaze töreninde paylaşılan bir selfie gödünüz? TED متي أخر مره رأيت فيها صورة سيلفي في جنازة ؟
    Gelse bile, kendi annesinin cenazesinde ateş edecek değil ya. Open Subtitles رغم ذلك ، ليس من المحتمل لرجل مثله ان يطلق النار في جنازة والدته
    Onu karısının cenazesinde tekrar gördüm, biliyor musun? Open Subtitles في الحقيقة رأيته مرة أخرى في جنازة زوجته
    Annemin cenazesinde bile her şeye kusur buluyor. Open Subtitles لا يمكنه أن يخفف من صرامته حتى في جنازة أمي
    On ay kadar önce, babamın cenazesinde söyleyeceklerimi bir peçetenin arkasına yazmıştım. Open Subtitles قبل عشرة أشهر مضت كتبت ماوددت قوله في جنازة أبي على منديل كوكتيل بمطار سيدني
    Neden kocasının cenazesinde annemin kardeşine çakmak istiyorsun? Open Subtitles لماذا تريد مضاجعت أخت أمّنا في جنازة زوجِها؟
    Amcam Murray'in cenazesinde hepimiz Barbara yengemin evinin arkasındaydık. Open Subtitles كان ذلك في جنازة عمي موري اجتمعنا كلنا في بيت خالتي باربرا
    Jenna'nın, neden Alison'ın cenazesinde olduğunu merak ediyorduk, hatırladınız mı? Open Subtitles ربما هذا ماكنا ننتظره " هل تذكرين في جنازة "أليسون
    Sahte babanın cenazesinde sana gösterdiğim adam. Open Subtitles الرجل الذي أشرت لك عليه في جنازة أبي المزيف
    Kanserden ölen birinin cenazesinde olmak zor olmalı, kanser geni taşıma ihtimalin varken. Open Subtitles لابد أن يكون من الصعب عليها التواجد في جنازة شخص مات لتوه بسبب السرطان في الوقت الذي ربما يكون لديك الجين السرطاني.
    Cenazede bana bakma cüretini nasıl gösterirsin Cadi Forbes? Open Subtitles لم نظرتي إلي في جنازة جدتك. كادي فوربز ؟
    Bir Cenazede konuşacağım, psikiyatr ofisinde değil. Open Subtitles إنني أخطب في جنازة وليس في مكتب صغير ماذا ستقولين لو اضطررتِ للصدق ؟
    Cenazede saaş çığlıkları duymak hoşuna gitmiyor heralde. Open Subtitles لا يروقك سماع أغنية القتال في جنازة أليس كذلك؟
    Ağabeyi Paolo intikam yemini edip dağa çıktı ve, tek varis olan Vito'yu cenaze töreninde annesi ile yalnız bıraktı. Open Subtitles أخوه الأكبر باولو أقسم على الانتقام و اختفى في الجبال تاركاً أخيه و أمه وحدهما في جنازة والده
    ...Ama paskalya tavşanının cenaze töreninde neden bir kirpi var? Open Subtitles ... ولكن لماذا هناك النيص في جنازة الأرنب عيد الفصح؟
    En azından departman bu sefer müfettiş cenazesi yapacak. Open Subtitles حسناً, على الأقل القسم يستطيع ان يمضي في جنازة الضابط هذه المرة.
    Basın Shagufta Rizvi'nin cenazesindeyken Mahi'nin yerini bulmaya çalışıyordu. Open Subtitles (وسائل الإعلام تحاول الوصول لـ (ماهي (بينما هي هنا في جنازة (شاجوفتا رزفي
    Bir cenazedeyiz ve sen de İskoçyalı'dan alıntı mı yapıyorsun? Open Subtitles نحنُ في جنازة وأنت تقتبس من (هايلندر)؟
    Öyle bile olsa... burada, Kingsville' de güzel bir cenaze töreni düzenleyeceğiz... sen ve Meksikalı dostların için. Open Subtitles برغم هذا.. سنراك في جنازة محترمة هنا في كينجزفيل و لأصدقائك المكسيكيين كلهم
    1984'te dedemin cenazesinden beri kendime gelemedim. Open Subtitles مازلتُ سكرانًا في جنازة جدّي في عام 1984.
    Ben sırrını lise boyunca sakladım.Büyükannesinin cenazesindeki tek arkadaşıydım. Open Subtitles حفظت سرها طوال فترة الدراسه الثانويه، و كنتُ صديقتها الوحيده في جنازة جدتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more