"في حاجة إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • ihtiyacım var
        
    • ihtiyacı var
        
    • ihtiyacımız var
        
    • ihtiyacım vardı
        
    • ihtiyacın var
        
    • ihtiyacınız
        
    • gerekiyordu
        
    • ihtiyacı olan
        
    • lazımdı
        
    • bana lazım
        
    • ihtiyaçları
        
    Yardımına ihtiyacım var, böyle bakmaya devam edersen çığlık atabilirim. Open Subtitles أنا في حاجة إلى مساعدتك اذا اِستمريت بالتحديق هكذا سأصرخ
    Çok mühim bir şeyi inşa etmek için ikinize ihtiyacım var. Open Subtitles أنا في حاجة إلى اثنين من أنت لبناء شيء مهم جدا.
    Hayır, hayır, burası mükemmel Sadece biraz kadın eline ihtiyacı var Open Subtitles لا، إنه على ما يرام، إنه في حاجة إلى لمسة فنية فحسب.
    Takım arkadaşlarından birinin fazladan eğitime ihtiyacı var. Open Subtitles أحد زملائك في الفريق في حاجة إلى قليل من التدريب الإضافي.
    Artık onları çirkin gerçeklerden korumaya gücümüz yetmez, çünkü çözüm üretmek için onların hayallerine ihtiyacımız var. TED لا يمكننا توفير الحماية لأطفالنا من الحقيقة المرة لأننا في حاجة إلى مخيلتهم لابتكار الحلول.
    Ortadan kaybolabilmem için bildiğim en iyi ikinci ajana ihtiyacım vardı. Open Subtitles ولكي أختفي، أنا في حاجة إلى مساعدة ثاني أفضل عميل أعرفة.
    Ve biraz Noel ruhuna ihtiyacın var. Ve ben çoktan seni kaydettim. Open Subtitles وأنت في حاجة إلى القليل من روح عيد الميلاد ولقد سجلتك بالفعل
    Acilen bir köpeğe ihtiyacım var. Open Subtitles ولكني في حاجة للقفز على ذلك الآن. أنا في حاجة إلى الكلب.
    Ortalık yatışana kadar kalacak bir yere ihtiyacım var. Open Subtitles أنا في حاجة إلى مكان للإقامة. حتى ينتهي هذا
    Daha fazla güvenliğe ihtiyacım yok. Cevaplara ihtiyacım var. Open Subtitles لست في حاجة للمزيد من الحراسة أنا في حاجة إلى أجوبة
    Seninle konuşmaya ihtiyacım var. Open Subtitles أنا في حاجة إلى أن أسمع منك أو أن أتحدث إليك
    Uh, evet, Lisa... şehri terk etmiş, ve, uh, onun ve bebeğin muayeneye ihtiyacı var. Open Subtitles تركت المدينة وكانت هي والطفل في حاجة إلى متابعة كاملة
    Sıvıya ihtiyacı var yoksa şoka girecek. Open Subtitles وهي في حاجة إلى سوائل أو أنها ستدخل في صدمة
    Evet, ben annesiyim. Onu öldürmek istiyorsan elbette kana ihtiyacı var. Open Subtitles بالتأكيد , هي في حاجة إلى دم وأنتِ تريدين قتلها
    Birbirimize ihtiyacımız var. Yani eğer sıradaki 2 milyar insanı yoksulluktan kurtarmak istiyorsak. TED نحن في حاجة إلى بعضنا البعض، أو بمعنى آخر، إذا أردنا مساعدة الأشخاص وإخراج ملياري شخص آخرين من الفقر.
    Daha çok teknik gerekir. Ve iyi bilime ihtiyacımız var. TED نحن بحاجة إلى المزيد من العلم وليس أقل. ونحن في حاجة إلى علم سليم.
    Fazladan bir çift ele o kadar çok ihtiyacımız var ki. Open Subtitles كم نحن في حاجة إلى هذا الزوجين الإضافيين من الأيدي.
    Sadece yeni bir bakışa ihtiyacım vardı. Open Subtitles نعم ، أنا فقط أنا كنت في حاجة إلى رؤية مختلفة
    Kötü haber ise yeni bir sağ kola ihtiyacın var. Open Subtitles الخبر السيء هو أنك في حاجة إلى ساعد أيمن جديد
    Dolayısı ile böyle bir işe girişirken, programı adapte edebilme esnekliğine ihtiyacınız var. TED حتى عندما كنت تحاول أن تفعل شيئا من هذا القبيل، كنت في حاجة إلى المرونة للتكيف مع البرنامج.
    Küçük prototipimiz bize çok iyi olacağına dair iyi sezgiler veriyordu fakat hala üzerinde çok çalışmamız gerekiyordu. TED نموذجنا الأولي الصغير أعطانا تبصرا جيدا أنه يعمل بشكل جيد، لكن لا نزال في حاجة إلى العمل أكثر عليه.
    Karşı görüştekilerin gereğini hatırlamalıyız. Çünkü bize ihtiyacı olan, hala bu araçları bekleyen insanlar var. TED يجب أن نتذكر أننا في حاجة إلى الأشخاص المختلفين معنا، لأنه يوجد أشخاص في حاجة إلينا جميعا مازالوا ينتظرون هذه الوسائل.
    Zaten acil durumlar için bir kutu ped lazımdı bana. Open Subtitles أنا في حاجة إلى مربع الطوارئ المقابس على أي حال.
    Sana zarar vermek istemiyorum, Ama o belgeler bana lazım. Open Subtitles أنا لا أريد أن أجرحك ولكني في حاجة إلى الوثائق
    Yardıma ihtiyaçları vardı ve büyük şirketlerin kendileri de bu ikilemin içindeydiler. TED كانوا في حاجة إلى المساعدة و الشركات الكبيرة نفسها لديها نفس المعضلة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more