durumu kritik ve düşük beyin etkinliği gösterdiğinden endişelerimiz mevcut. | Open Subtitles | هو في حالة خطرة ونحن قلقون لأن نشاط دماغه منخفض |
Dr Rumack hastaların durumu kritik diyor. | Open Subtitles | إسمعْ كريمر، يَقُولُ الدّكتورَ رومك بان المرضى في حالة خطرة. |
Dana'nın durumu kritik olarak belirtilmiş. Komada. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر أدرجنا دانا في حالة خطرة. |
Sanırım durumu kritik. Ameliyat için Platero'ya gönderdim. | Open Subtitles | أعتقد أنه في حالة خطرة نقلناه الى بلاتيرو ليتعالج |
Üniversite hastanesinde 14 yaşında kritik durumda olan birinin haberini aldım. | Open Subtitles | هناك فتى في سنّ الـ 14 في المستشفى هو في حالة خطرة ولكن مستقرّة يقول شاهدان إن أحدكم |
Ziva! Kocasının durumu kritik. Kızı kaçırıldı. | Open Subtitles | يجب ان تعذريها زوجها في حالة خطرة وانبتها مخطوفة |
İki memur öldü, birinin durumu kritik. | Open Subtitles | مات ضابطان ، واحد في حالة خطرة |
durumu kritik. | Open Subtitles | إنه في حالة خطرة |
durumu kritik. | Open Subtitles | هو فعلاً في حالة خطرة |
Kurban, Abdel Ichaha, hastanede yoğun bakımda ve sağlık durumu kritik. | Open Subtitles | و أودع الضحية (أبديل) المستشفى... وهو في حالة خطرة |
Vaughn'un durumu kritik diye siz kendiniz söylediniz! | Open Subtitles | قلت الذي فوجن في حالة خطرة! |
Özel Ajan Seeley Booth hâlâ kritik durumda. | Open Subtitles | العميل الخاص سيلي بوث مازال في حالة خطرة |
Acil tıbbi yardıma ihtiyacım var, kritik durumda bir adam var. | Open Subtitles | أنا عندي طوارئ طبية، a رجل في حالة خطرة. |