Tümü rasyonel olduğu için, bir kez oy verildiğinde, iyi bir hükümet kurarlar ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar. | TED | ولأنهم كلهم عقلانييون، حينما يُنتخب أحدهم، فإنهم ينتجون حكومة جيدة ويعيشون في سعادة دائمة. |
Beraber olmalarının verdiği cesaretle bütün hayal kırıklıklarının üstesinden gelmişler ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar. | Open Subtitles | وجود الشجاعة الى اتخاذ العديد من خيبات الأمل لأنهم كانوا معا ويعيشون في سعادة دائمة. |
Karın seni görünce, birbirinizin kollarına atılacaksınız,... ..müzik çalmaya başlayacak ve sonsuza kadar mutlu yaşayacaksınız, değil mi? | Open Subtitles | إذن سيدتك ستراك وستركض لمعانقتها وتبدأ الموسيقى وتعيشان في سعادة دائمة, صحيح؟ |
Tüm dünya insanları evrendeki bu cennette birleşecek ve sonsuza dek mutlu yaşayacaklar. | TED | ستكون جميع شعوب العالم متحدة في جنة الأرض هذه وسيعيشون في سعادة دائمة. |
Sizi Everglades'e bırakabilirdim, ve dostlarım,... ..sonsuza dek mutlu yaşayabilirdiniz. | Open Subtitles | كان بإمكاني أن اطلق سراحك في إيفرجليدز وصديقي العزيز لقد عشت في سعادة دائمة |
Okyanusa paraşütle atlayacaktınız, uçak patlayacaktı ve mutlu mesut yaşayacaktınız. | Open Subtitles | تقفزون بالمظلات فوق المحيط، الطائرة تنفجر، وتعيشوا في سعادة دائمة |
Buradan gitmek için bir telefona ihtiyacım var böylece ikiniz sonsuza kadar mutlu yaşayabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا بحاجة الى هاتف للخروج من هنا لذا يمكنكما أن تعيشا في سعادة دائمة |
Bir kadın işten sonra içki içmek için bara uğrar ve sonsuza kadar mutlu yaşar. | Open Subtitles | المرأة التي توقفت ل كوكتيل بعد العمل ويعيشون في سعادة دائمة. |
İlişkisi olan küçük bir kız vardı, erkek arkadaşına yalan söyledi ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar. | Open Subtitles | الفتاة الصغيرة كانت على علاقة غرامية، كذبت لها صديقها، وتعيش في سعادة دائمة. |
Parayı ve kadını kapıp sonsuza kadar mutlu yaşayacaktınız! | Open Subtitles | تحصل على المال والفتاة، و كنت تعيش في سعادة دائمة. |
Her şeyimi kaybedince... "sonsuza kadar mutlu yaşadık." diyebilecek misin? | Open Subtitles | أنا أخسر كل شيء و مع ذلك كلانا سوف يعيش في سعادة دائمة |
Al da sekiz memeyle sonsuza kadar mutlu yaşamış. | Open Subtitles | ... و آل وثمانية الأبواق يعيش في سعادة دائمة. |
"Evlen benimle" dedi ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar. | Open Subtitles | ويقول: "تزوجوا لي،" ويعيشون في سعادة دائمة. |
Böylece herkes sonsuza kadar mutlu yaşadı. | Open Subtitles | . الجميع في سعادة دائمة . النهاية |
Birbirlerine aşık olmuşlar ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar. | Open Subtitles | وقعوا في الحب و وعاشوا في سعادة دائمة |
Yaptığın şeye devam et ve sanatına inan, ...ve hepimiz sonsuza dek mutlu yaşayalım. | Open Subtitles | إذا استمري بالقيام بعملك وآمني بفنك وسنعيش بعدها في سعادة دائمة |
Hayallerinin erkeği ile evlenip... pamuk şekeri bahçeli gösterişli bir evde... sonsuza dek mutlu yaşarsın... | Open Subtitles | الزواج من رجل الأحلام والعيش في سعادة دائمة في منزل منير وسط حقل من حلوى غزل البنات |
Alice, Alonzo ile aynı eve taşınacak ve sonsuza dek mutlu yaşayacaklar. | Open Subtitles | اليس سوف ترتبط بالونزو ويعيشون في سعادة دائمة |
Ama üçümüz bu gerçekle sonsuza dek mutlu yaşayamazdık | Open Subtitles | لنتهى بمضاجعة بعضنا نحن الثلاثة ونعيش في سعادة دائمة كثلاثي |
Ve sonra Callie and Decca ters dönmüş ağacın içinden geçmişler, ve sonsuza dek mutlu mesut olarak yaşamışlar. | Open Subtitles | وهكذا ذهب كالي وديكا في شجرة رأسا على عقب، وأنهم جميعا يعيشون في سعادة دائمة. |
Sahte ölüm gibi gösterip mutlu mesut yaşayacaktık. | Open Subtitles | تزييف موتنا و نعيش في سعادة دائمة |