"في سيؤول" - Translation from Arabic to Turkish

    • Seul'da
        
    • Seul'e
        
    • Seul'de
        
    • Seul'deki
        
    • Seoul'
        
    Seul'da hazırladığımız nükleer bombayı patlatmayı düşünüyor. Open Subtitles إنه يخطط للتفجير النووي الذي أعددناه في سيؤول
    Seul'da çok sayıda Budist tapınağı var. Open Subtitles يوجد العديد من المعابد البوذية في سيؤول.
    Bir kaç gün önce Seul'e çok fazla kar yağdı. Open Subtitles قبل أيام قليلة الثلوج الكثيفة نزلت في سيؤول
    Abimizin demek istediği Seul'e ailemizi aramaya gidiyoruz. Open Subtitles أخونا الكبير تركنا وذهب للبحث عن أبائنا في سيؤول ولقد لحقنا به
    Tam şu anda, Seul'de bir isyan başladı ve tüm ülke kriz içinde. Open Subtitles الثورة إرتفعت في سيؤول والبلد باكملها في أزمة
    Cam maskenin Seul'de olduğunu, ama sende olmadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles إذاً ، أنتِ تقولين أن القناع الآن في سيؤول ولكنه ليس معك ؟
    Seul'deki kitap kulüplerine yaptıkları gibi. Open Subtitles بهذه الطريقة تمكنوا من أندية الكتب في سيؤول.
    Sana verdiğim şişeden parmak izlerini çıkarttım ve Seul'deki dostlarımla iletişime geçtim. Open Subtitles أدرتُ طبعاتَكَ مِنْ القنينةِ سلّمتُك ومَددتُ اليدّ إليه أصدقائي في الموطن الأصلي في سيؤول.
    Şimdi ise Seoul'deki 45,000 resmi kuruluş dünyaya liderlik ediyor! Open Subtitles الآن 45000 موظف عام في سيؤول. يصنعون التقدم في الطريق الي العالم.
    Şimdi de Seul'da iş yapmaya geldim. Open Subtitles و الأن أقوم بإدارة مشروعٍ تجاري في سيؤول.
    Mührümü Seul'da bırakmışken seni kendime nasıl inandırabilirim? Open Subtitles .لقد تركتُ ختمي خلفي في سيؤول كيف يُمكنني إثبات هذا؟
    Nükleer bomba Seul'da patlamalı. Open Subtitles إن السلاح النووي الذي سينفجر في سيؤول
    O güne kadar Seul'da kalamayız. Open Subtitles لا نستطيع البقاء في سيؤول عند حدوث ذلك
    Kardeşim ve ben Seul'e gidip mutlu mesut yaşayacağız. Open Subtitles أنا وأختي سنعيشُ بسعادة دائمة في سيؤول.
    - Seul'e gitti. Open Subtitles إنه في سيؤول.
    Hayatım, Seul'de kimseyi tanımıyorlar nereye gidecekler! Open Subtitles ،عزيزي، إنهم لا يعرفون أحدًا في سيؤول إلى أين سيذهبون؟
    Nükleer bomba Seul'de patlamalı. Open Subtitles يجب أن تنفجر القنبلة النووية في سيؤول
    Geçen hafta Seul'de bulunan radyoaktif izlerin konumuyla ilgili bilgi istedi. Open Subtitles معلومات عن أي مكان به نشاط إشعاعي "خلال الأسبوع الماضي في "سيؤول
    Bu herşeye iyi gelir. Seul'deki herkes bilir bunu. Open Subtitles هذا علاج كل شيء كل شخص في سيؤول سيعرفه
    2004 ilkbaharı, ben Seoul'da doğdum ve hep orada yaşadım. Open Subtitles إنه ربيع عام 2004 .. لقد ولدت في سيؤول وعشت بها كل لحظة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more