"في شمال شرق" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kuzeydoğu
        
    • Kuzeydoğuda
        
    • kuzeydoğusunda
        
    Burada Kuzeydoğu Amazon'da bir şifacı görüyorsunuz şark çıbanı tedavi ediyor, dünyada 12 milyon insanı etkileyen çok fena bir protozoal hastalıktır. TED تشاهدون هنا مطبباً في شمال شرق الأمازون يعالج داء الليشمانيا وهو مرض طفيلي مؤذ للغاية يصاب به 12 مليون شخص حول العالم
    Mısır'daki ilk günümde Mendes adında Kuzeydoğu Mısır Deltasında 4.200 yıl öncesinden kalma bir mezarlıkta çalıştım. TED في أول أيامي في مصر، عملت في موقع في شمال شرق الدلتا بمصر يدعى منديس، ويرجع تاريخه إلى 4200 سنة في الماضي، في مقبرة.
    Bu gördüğünüz, Kuzeydoğu Arjantin'deki taş yatakları arasında hoş bir helikopter uçuşu. TED سيبدو وكأننا في رحلة هيلوكبتر جميلة في هذه الأراضي القديمة الموجودة في شمال شرق الأرجنتين
    Kuzeydoğuda uyuşturucu işi ve yasadışı kumar. Open Subtitles يُدير تجارة المُخدّرات والقمار غير القانوني في شمال شرق البلاد.
    Kuzeydoğuda yapılan en büyük beyaz ayrımcı organizasyonlarını biz yaptık. Open Subtitles بالطبع ، إلتقينا سوية في أكبر منظمة للبيض الإنفصاليون في شمال شرق البلاد
    Burası, Brezilya'nın kuzeydoğusunda bulunan Piaui'nin sarp kayalıkları. Open Subtitles هذه أجراف "بياوي" المنحدرة "في شمال شرق"البرازيل
    Namibia'nın kuzeydoğusunda, çökmüş bir kasabadan. Open Subtitles من بلدة الاكتئاب في شمال شرق ناميبيا.
    - Kuzeydoğu Illinois Cezaevinde gardiyanım. Open Subtitles أنا حارس في شمال شرق مركز إصلاحية إلينوي
    Bu taş duvarı görmek için Kuzeydoğu İskoçya'daki Open Subtitles قد جئت مباشرةً إلى خارج الفيلاج لرهيني في شمال شرق إسكتلندا
    Parkın Kuzeydoğu köşesinde kalan bitkiler daha büyük. Open Subtitles الحديقة بها أشجار كثيفة في شمال شرق زاوية الحديقة.
    Evet, Kuzeydoğu'da öyle ancak Orta batı ve Batı'dan gelecek sonuçları beklemeliyiz. Open Subtitles حسنا، نعم، بالتأكيد، في شمال شرق البلاد لكننا في حاجة إلى الانتظار حتى تظهر نتائج الغرب الأوسط ومن ثم الغرب
    Bunu görüyor musun? Kuzeydoğu Atlanta'da Locos beni böyle karşıladı işte. Open Subtitles أترى ذلك هذه كانت تحية "اللوكوس "لي في شمال شرق "أطلانطا
    Birkaç ay sonra, Kuzeydoğu Amazon'daydım, bir köye girmiştim ve köyün şamanı, "topallıyorsun" dedi. TED لاحقا، وبعد عدة أشهر، كنت في شمال شرق الأمازون ومررت بقرية هناك قال لي المطبب "إنك تعرج."
    Bir kaç yıl önce, büyüdüğüm şehirdeki bir gıda marketindeydim Kuzeydoğu Pennsylvania'da o malum kırmızı bölgedeydim, bir kasa domatesin başında duruyordum. TED منذ سنوات عدة كنت في السوق المحلي للقرية التي ترعرت فيها في تلك المنطقة الحمراء في شمال شرق بنسلفانيا حيث كنت واقفة عند كومة من الطماطم
    Black Claw ile birlik Kuzeydoğuda korunaklı bir evde. Open Subtitles الأسود المخلب ديه معه في منزل بشكل كبير حراسة في شمال شرق البلاد.
    Mesela, Kuzeydoğuda şiddetli bir kış, çocuğunun astım hastalığı var, ısıtıcın kapatılmış, ve tabii soğuk hava çocuğunun astımını tetiklediğinden sen de hastanenin bekleme salonundasın. TED لذلك فصل الشتاء قاسي في شمال شرق البلاد، ابنك لديه مرض الربو, التدفئة توقفت في المنزل، وطبعا انت في غرفة الانتظار لغرفة الطوارى، وذلك لأن الهواء البارد أثار الربو عند طفلك.
    Kuzeydoğuda ki en keskin gözler bende,evlat. Open Subtitles أوه، الحرض في شمال شرق البلاد يا فتى
    - Akşamın erken saatlerinde soruşturmayı, başkentin kuzeydoğusunda dün gece kaçırılan bir adamla ilgili polis raporuna bağladılar. Open Subtitles -بحلول الظهيرة ، اعتمدوا على تقرير للشرطة في شمال شرق العاصمة فيما يخص رجل اُختطف ليلة البارحة.
    Benim ele aldığım bir başka bir örnek ise İngiltere'nin kuzeydoğusunda ufak bir pazar kasabasında yer alan Willis ve Faber isminde bir firmanın iletişim merkezleri, Londra'dan oldukça uzak. TED المثال الواحد الذي أخذته هو مقرات رئاسة المؤسسة للشركة التي تسمى "ويليس آند فابر"، في سوق مدينة صغيرة في شمال شرق إنجلترا، مسافة الانتقال مع لندن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more