Belki bu işe giderken otobüste okumak için şahane bir şey seçmek olabilir. | TED | ربما تختارُ قراءة شيء جميل وأنت في الحافلة في طريقك إلى العمل. |
Arabayla işe giderken bir podcast dinleyebilir misiniz? | TED | هل يمكنك الاستماع لملف صوتي وأنت في طريقك إلى العمل بينما تقود سيارتك؟ |
Bayan Bowers'a giderken pekala Madame Doyle'u öldürmüş olabilirsiniz. | Open Subtitles | في طريقك إلى إحضار الآنسة باورز قد سمحت لك الفرصة لأخذ المسدس إلى مقصورة السيدة دويل وقتلها |
Yolda gelirken de gördüğünüz gibi etrafımız karayolları ile çevrili. | Open Subtitles | كما رأيتَ في طريقك إلى هنا، نحن مُحاطون بالطرق السريعة. |
Hastaneye gelirken ona ne dedin? | Open Subtitles | مالذي قلته لها وأنا في طريقك إلى المستشفى ؟ ؟ |
Elbette, mahkemeye giderken yolda kaçmaya çalışıp, vurulabilirsin de. | Open Subtitles | دائماً من الممكن ان يطلق عليك النار في طريقك إلى المحكمة إذا حاولت الهروب بطبيعة الحال |
Eddie'yi de işe giderken yola atsana böylece hat-trick yapmış olursun? | Open Subtitles | لم لا تخرج إيدي أيضا في طريقك إلى العمل و تخفيه بخدعة القبعه؟ |
Oraya giderken yolda Portekizce öğrenmen gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تتعلم البرتغالية وأنت في طريقك إلى هناك |
İşe giderken kızları okula beni de bakıcıya bırakabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكن أن تأخذ البنات إلى المدرسة و تنزلني في الرّعاية النّهاريّة في طريقك إلى عملك ؟ |
Kapıya doğru giderken, beraber yaptıklarımızı düşün. | Open Subtitles | في طريقك إلى الباب، فكري بما حظينا به معاً. |
Sadece okula giderken küçük bir mola vermeni istiyorum. | Open Subtitles | ..أنا أحتاجك لتقفي وقفه قصيرة في طريقك إلى المدرسة |
Opera'ya giderken, oğlunuzu arayında ona açıklayın. | Open Subtitles | في طريقك إلى الأوبرا اتصل بإبنك و اشرح له الأمر |
İşe giderken başına komik bir şey geldi. | Open Subtitles | و حدث شيء مضحك لك و أنت في طريقك إلى عملك |
Eve giderken oraya uğruyorsun galiba. | Open Subtitles | انا اراك ، انت تتوقف في طريقك إلى المنزل |
Juarez'e doğru giderken, El Paso sınır kapısındasınız. | Open Subtitles | و أنت تعبرين الحدود في إل باسو في طريقك إلى خواريز ماذا ؟ |
giderken bir bok yemeye kalkarsan, herhangi bir şekilde beni baltalamaya çalışırsan, ben de senin ipliğini pazara çıkarırım. | Open Subtitles | و إن حاولت أن تجرب أية حيلة في طريقك إلى الخارج. إن حاولت أن تسفه مني بأية طريقة. سأفضح بعض أسرارك المشينة الكثيرة. |
Eve gelirken 4 kilo getir. | Open Subtitles | لذا اجلب لنا غالوناً في طريقك إلى المنزل |
Bütün bina kilitlendi. Buraya gelirken bir sey gördün mü? | Open Subtitles | المبنى بالكامل تحت أمر الإغلاق أرأيت شيئاً في طريقك إلى هنا؟ |
Şimdi kendinize sorun: Birisi size yüzde yüz emin olarak buraya gelirken kaza yapacağınızı mı söyledi? | TED | إذن اسأل نفسك: هل ارتديت حزام الأمان لأن أحداً ما أخبرك أنه وبنسبة مئةٍ بالمئة ومع اليقين انك ستتعرض لحادث سيرٍ وأنت في طريقك إلى هنا؟ |
Belki işe gelirken başınıza bir şey gelmiştir. | Open Subtitles | ربما تواجهك أحداث في طريقك إلى العمل |
İşe gelirken başınıza birşey gelebilir. | Open Subtitles | ربما تواجهك أحداث في طريقك إلى العمل. |