Bahar tatilinde, büyükannen büyükbabanla güzel şeyler yaparsın. | Open Subtitles | في عطلة الربيع تقوم بأمور لطيفة مع جدك وجدتك |
Pekala, Bahar tatilinde uğraşacağım kadının annem olacağını düşünmüyordum. | Open Subtitles | إلهي, لم أعتقد ان المرأة التي سأخرج معها في عطلة الربيع هي أمي |
Bahar tatilinde birine çarpılmak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك إعجاب بشخص في عطلة الربيع. |
- Saatine beş dolar verip yaz tatilinde ne yapacaklarını mı konuşuyorlar? | Open Subtitles | انهم يدفعون 5 دولارات للساعة فقط , لكي يتكلموا عن ماذا يفعلون في عطلة الربيع |
bahar tatiline gidiyoruz, kütüphaneye değil. | Open Subtitles | نحن ذاهبون في عطلة الربيع ليس الى المكتبة |
Okuluma para ödeyemediğim için mezun olamıyorum hâlbuki bahar tatili için buraya getirilmeden önce ilk amacım buydu. | Open Subtitles | لا أستطيع حتى الدفع للجامعة وأنهي دراستي وهو ما كنت أفعله أساساً قبل يجرني هنا في عطلة الربيع. |
CNN'den Bernard Shaw harbiye harbi bahar festivalinde azıyorum! | Open Subtitles | لمحطة سي ان ان انا بيرنارد شو أبقي على الحقيقة وأركل المؤخرات في عطلة الربيع |
Demek üç yıl önce Bahar tatilinde yattınız. | Open Subtitles | أنتم يارفاق نمتم سوياً في عطلة الربيع منذ ثلاث سنوات |
Liseden tanıdığım götün teki. İki yıl önce Bahar tatilinde bir kızı öldürüp bununla övündü. | Open Subtitles | حقير عرفتُه في الثانويّة، قتل فتاةً قبل عامين في عطلة الربيع ثمّ تبجّح بذلك |
Bahar tatilinde otobüs şoförünü öptüğünü nereden bileceğim? | Open Subtitles | علمت أنك قبلت سائق الحافلة في عطلة الربيع ؟ |
Ve sanırım bu Bahar tatilinde onunla tanışacağım. | Open Subtitles | وأعتقد بأنني سوف ألتقي به في عطلة الربيع. |
Bahar tatilinde benimle mi kalıcaklar? | Open Subtitles | هل سيأتون إلى هنا في عطلة الربيع وسينمون إلي في غرفة الضيوف ؟ |
Sözlü anlatım kursu Bahar tatilinde. | Open Subtitles | حلقة دراسية لـ سرد القصص شفهياً في عطلة الربيع |
1989'da Teksas Üniversitesi'nden bir öğrenci Bahar tatilinde satanist bir çete tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | في عام 1989، تعرض طالب من جامعة تكساس للقتل من قبل عصابة شيطانية بينما كان في عطلة الربيع |
Ama gençler Bahar tatilinde. | Open Subtitles | لكن كلنا نعرف الشباب في عطلة الربيع |
Bahar tatilinde yaptırmıştım. Deli gibi acıdı. | Open Subtitles | وشمته في عطلة الربيع لقد ألمني جدا |
Brianna ikisinin burada yaz tatilinde çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | (بريانا) قالت أن كلتاهما تطوعتا هنا في عطلة الربيع |
O parayı alıp bahar tatiline gidelim sadece. | Open Subtitles | دعونامجردالحصول أن سخيف النقدية وتذهب في عطلة الربيع |
Belki bu bahar tatiline gitmen gerekiyordur. | Open Subtitles | ربما كان مُقدر أن تذهب في عطلة الربيع. |
bahar tatili için american samoa ya gitmiştim.. | Open Subtitles | يذكّرني ذلك عندما كنت في (ساموا الأميركية) في عطلة الربيع |
VH1'dayız ve bahar festivalinde coşuyoruz. | Open Subtitles | VH1 مرحبا هذه محطة ونحن نرقص في عطلة الربيع |