"في عمرك" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşında
        
    • yaşındayken
        
    • yaşındaki
        
    • yaşta
        
    • Sizin yaşınızdaki
        
    • yaşındakilerin
        
    • Dahası
        
    • Yaşına
        
    • yaşlarında
        
    • senin yaşlarındayken
        
    Yani, senin yaşında bir çok insan ölene dek içmeyi tercih ederdi. Open Subtitles اعتقد ان معظم الناس الذين في عمرك يريدون ان يشربوا حتى النهاية
    Bak, senin yaşında bebek sahibi olmanın nasıl birşey olduğunu biliyorum. Open Subtitles انظر ، أنــا أعــلم مــاهو أنّ تحظى بجنينّ في عمرك هـــذا
    Biliyor musun, senin yaşındayken çok daha iyi içme oyunları vardı. Open Subtitles أتعلم, عندما كنت في عمرك كانت لدينا ألعاب أفضل بكثير للشرب
    -Lana senin yaşındayken spor araba çalmaktan daha kötü şeyler de yaptım. Open Subtitles لقد قمت بأعمال أسوء من سرقة سيارة رياضية عندما كنت في عمرك
    Cinselliğin, senin yaşındaki bir kadına "cinsiyet" anlamı dışında bir şey ifade etmemesi gerekiyor. Open Subtitles لامرأة في عمرك ، الجنس ينبغي أن يكون مرادفاً للنوع فقط
    Orada yatıp, bu yaşta ölümden bahsetmeye nasıl kalkışırsın? Open Subtitles كيف تجرؤ وأنت مستلقى هكذا ووتحدث عن الموت في عمرك
    Sizin yaşınızdaki kadınlar demek kötü bir şey değil. Open Subtitles أعني إنه ليس شيء سيئ لقول: النساء في عمرك
    18 yaşındakilerin böyle bir liste yaptığını bilmiyordum. Open Subtitles لا اعرف اي فتاه في عمرك لديها قائمه اشياء تريد عملها قبل ان تموت
    Karışık işlere girme Senin yaşında çok sakat. Open Subtitles لا تفعل أشياء معقدة أنه أمر خطير في عمرك
    Tam senin yaşında bir adamın... karnına çok ciddi bir darbe aldığı için, neredeyse öldüğünü duymuştum. Open Subtitles بدا لي أنّني قد سمعت أنّ شخصاً في عمرك قد تلقى لكمةً في أمعائه .. وكادت تقتله
    Çünkü senin yaşında kanın, kaynaması durulmuştur... uslanmıştır aklın sesine kulak verir. Open Subtitles في عمرك عليك الانتظار بتواضع للدينونة واية دينونة
    Yani, senin yaşında yumurtaların hala çalışması mucize. Open Subtitles أقصد فحسب أن معظم بويضان من هنّ في عمرك لا يحبلن
    Ben de senin yaşındayken bilgisayar başından kalkmayan kuzenimin kıyafetlerini giyiyordum. Open Subtitles عندما كنت في عمرك أيضاً لكن الأن، منذ أن أصبحت ماندي
    Hadi ama. Senin yaşındayken aşk asla, asla, asla bitmez. Open Subtitles بحقــك ، في عمرك الحب للأبــد و للأبـد و للأبد
    Ben senin yaşındayken evlendim, o kadar da kötü değil aslında. Open Subtitles ، أنا تزوجت عندما كنت في عمرك أنه ليس سيء جداً
    Ama biraz tuhaf, çünkü bu yaz olduğu gibi, senin yaşındaki birinin benim yaşımdaki bir kızı baştan çıkartması kurallara aykırı değil mi? Open Subtitles لانه من المخالف للقوانين ايضا أن يقوم شخص في عمرك بإغواء قاصر مثلما فعلت معي هذا الصيف في المعسكر
    Senin yaşındaki erkekler aptal olabilir. Hiç böyle düşündün mü? Open Subtitles الرجال في عمرك قد يكونوا أغبياء جدا هل فكّرت بذلك أبداً؟
    Bu yaşta bir yerde duramıyor. Open Subtitles في عمرك يصعب الانتظار ، لا أدري ماذا أقول
    Sizin yaşınızdaki çocuklar ne yapıyorsa onu yapacağız. Open Subtitles حسناً سنفعل مايحب كل طفل في عمرك أن يفعله..
    Bitmedi, hiçbir şey bitmedi. Dahası var. Open Subtitles هذه ليست النهاية، ليست النهاية، ما زال في عمرك بقيّة.
    Umarım senin Yaşına geldiğimde insanlara karşı daha nazik olurum! Open Subtitles أتمنى أن أكون ألطف مع الناس عندما أكون في عمرك
    Şehir hudutlarında senin yaşlarında bir Avrupalı pislik ölü bulundu. Open Subtitles احد الرجال الأوروبيون في عمرك تقريبا قُتل علي الحدود
    Biliyor musun, senin yaşlarındayken babam samanların üzerine atlamama izin verirdi. Open Subtitles عندما كنت في عمرك كان أبي يتركني أقفز في أكوام التبن هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more