Quin'le yaptığı düello, onu genç yaşta yollara düşürdü... yakında göreceğiniz üzere. | Open Subtitles | ومعركتة مع كوين حثتة على السفر في عمر مبكر كما أنتم ستروا قريباً |
Senin gibi genç yaşta babasını kaybeden biri için bu tavır çok normal- -Biliyor musun? | Open Subtitles | اسمع, شون, من الطبيعي لشخص فقد والده في عمر مبكر اتعرف ماذا؟ |
Çok genç yaşta ölen Kız kardeşim Patty'i düşündüm. | Open Subtitles | فكرت في شقيقتي (باتي) , و التي توفيت في عمر مبكر |
Bu okullarımıza bırakılabilecek bir şey değil, yine de erken yaşta başlamak yararlı. | TED | وذلك شيء يجب أن لا يترك لمدارسنا فقط، على الرغم من أنه من المهم البدء في عمر مبكر. |
Çoğu gibi, ben de erken yaşta içmeye başladım. | TED | مثل الكثيرين، فقد بدأت الشرب في عمر مبكر. |
erken yaşta birisine adapta olmak ona alışmak ve kabul etmek daha kolaydır. | Open Subtitles | من الأسهل قبول شخص ما، من السهل التكيف مع شخص ما في عمر مبكر |
Gerçek şu ki, erken yaşta evlenip çocuk sahibi olunca hayatta kaçırdığım çok şey varmış gibi geldi. | Open Subtitles | الحقيقة هي.. الزواج وإنجاب طفل في عمر مبكر جعلني دائماً أشعر وكأني فوّت أشياء كثيرة في الحياة |
erken yaşta saldırganlık ve şiddet belirtileri gösteren bir oğlan. | Open Subtitles | الفتى التي أظهر علامات العدوانية والعنف في عمر مبكر... |