Şimdi Gözlerimin içine bak ve O'na karşı birşeyler hissetmediğini söyle. | Open Subtitles | انظري إليّ في عينيّ الآن وأخبريني أنّكِ لا تكنين له مشاعر |
Gözlerimin içine bak ve o buldozer olayıyla hiçbir alakan olmadığını söyle. | Open Subtitles | انظر في عينيّ وأخبرني أنك لا تعلم أيّ شيء عن تلك الجرافة |
Gözlerimin içine bakıp bana bir annenin kendi oğlunu görmeye hakkı olmadığını söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تنظر في عينيّ و تخبرني أنه ليس من حق الأم أن ترى إبنها |
gözümün içine bakın ve bana o şekilde yaşamak isteyeceğinizi söyleyin. | Open Subtitles | لذا انظر في عينيّ وأخبرني أنّك ترغبُ في أن تعيشَ هكذا |
Odama girer, gözümün içine baka baka yalan söylerdin. | Open Subtitles | الطريق التي تسيري بها في مكتبي والنظر في عينيّ والكذب عليّ |
Şimdi Gözlerime bak ve bana "Buna engel olamazdın" de hadi. | Open Subtitles | الآن انظري في عينيّ وأخبريني أن منع ذلك لم يكُن بإمكاني. |
Ve çalarken anladım ki, Nathaniel'in gözlerinde oluşan çok derin bir değişim vardı. | TED | وأنا أعزف أستطعت أن أعيَّ تغيراً يحدث في عينيّ ناثانيل |
Gözlerimin içine baktın ve başka hiçbir şeyin olmadığını... bununla sınırlı olduğunu söyledin. Seninle neler neler yaşadım, Nathan. | Open Subtitles | لقد نظرت في عينيّ وقلت لي بأنه ليس هنالك شئ آخر |
Baban Gözlerimin içine baktı ve sakin bir şekilde beni bir daha asla görmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | أباكَ نظر في عينيّ وقال لي بهدوء أنه لا يريد أن يراني مجدداً |
Hayır, benim tek istediğim, Gözlerimin içine bakıp bana nedenini söylemesi. | Open Subtitles | لا ,ما أريده منه أن يٌحدق في عينيّ ويخبرني لماذا |
Beni hiç tanımıyormuş gibi Gözlerimin içine baktı arkasını döndü ve kendi canını kurtardı. | Open Subtitles | نظر في عينيّ وكأنّه لا يعرفني، ثم أعطاني ظهره، وأنقذ نفسه. |
Benim Gözlerimin içine bakarak bana yalan söyledin. Bana yardım edecekmiş gibi davrandın. | Open Subtitles | نظرت في عينيّ وكذبت في وجهي وتظاهرت بأنّك تودّ أن تساعدني |
Ve bir daha geri dönmeyeceğim. Bir daha Gözlerimin içine bakıp aramızdaki bağı düşmanlık ve iğrenti ile gizlemek zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | لن تنظري في عينيّ مجددًا وتغطّي تواصلنا بالعدائيّة والاشمئزاز. |
gözümün içine baktı ve beni tanımadı. | Open Subtitles | نظرت في عينيّ مباشرة.. لكنّها لم تتعرّف عليّ. |
Rehine gözümün içine bakıyordu, diğeri ise bir kaçış yolu arıyordu. | Open Subtitles | الرهينة نظر إليّ في عينيّ الأخرى كانت تنظر إلى مخرج |
Bir şey söylemeden, gözümün içine bakıp emin olduğunu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | الآن، وقبل أن تقول أي شيء أريدك أن تنظر في عينيّ وتخبرني أنك متأكد من أنك تريد فعل هذا أنا متأكد |
Ama duş alıyordum sular kesildi ve Gözlerime sabun kaçtı. | Open Subtitles | .. والماء توقف ودخل الصابون في عينيّ وانزلقت |
Çocuğun Gözlerime baka baka yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | هذا غير معقول، لقد حدّق ذلك الصبيّ مباشرة في عينيّ و كذب عليّ |
Oğlumu o adamın gözlerinde gördüm. | Open Subtitles | رأيتُ ابني، في عينيّ ذاك الرجل. |
Ofisimde yüzüme baka baka yalan söyledi ve ben o yalanı yedim. | Open Subtitles | لقد وقف في مكتبي ونظر في عينيّ وكذب عليّ وأنا لقد أشتريته |
O şeyi istersem Gözüme bile takabilirim. Beyaz kısmını daha da beyazlatır. | Open Subtitles | يمكنني وضع المبيّض في عينيّ اذا اردت وجعل الجزء الأبيض أكثر بياضاً |
Şimdi birbirinizin gözlerinin içine bakaraktan aynı hareketi partnerlerinize yapın. | Open Subtitles | الآن افعلوا الأمر ذاته للشريك واحرصوا على مواصلة النظر في عينيّ بضعكما. |
Benim gözümde asla başarısız olmazsın. | Open Subtitles | مهما فعلتَ، في عينيّ لا يمكن أن تفشل أبداً |
- Sonunda annenin gözlerine bakabileceksem ne fark eder ki? | Open Subtitles | بأني يمكن أن أنظر أخيراً في عينيّ والدتك |