Kendisine de söyleyecektim ama ağzımda lastik bir top vardı. | Open Subtitles | لكنتُ سأخبرها بذلك، لكن كانت هناك كرة مطاطية في فمي |
Kendime güvenimi bir çaykaşığıyla ölçüp şiirime karıştırdığımda, ağzımda hala garip bir tat bırakıyor. | TED | ويمكن قياس ثقتي بنفسي بحجم ملاعق الشاي ولكنها لا تزال حلوة المذاق في فمي |
Bilmiyorum Dennis, bu şey ağzımda kötü bir tat bırakıyor. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، دنيس، هذه المادة تترك طعم سيئ في فمي. |
Solucan Ağzıma kaçtı sonrasında onu yedim. Yenisini alabilir miyim? | Open Subtitles | دخلت دودتي في فمي وأكلتها هل بإمكاني الحصول على أخرى؟ |
Ama Ağzıma bir tane daha penis sokmak düşüncesi bile içimi karatıyor. | Open Subtitles | لكن مجرّد أن التفكير في وضع قضيب آخر في فمي.. يشعرني بالكآبة.. |
Mikroplar falan umrumuzda değil, çünkü zaten dili Ağzımın içinde oluyor. | Open Subtitles | لا نأبه للجراثيم ، لأنهـا وضعت لسـانهـا في فمي |
- Evet, gün boyunca giydiğim çoraplar içinde futbol oynadığım, içine terlediğim ağzımın içine itildi ve üstü bant ile kapatıldı! | Open Subtitles | أجل, جوربي الذي جريت فيه طوال اليوم ولعبت الكرة به وهو يقطر عرقاً تم إدخاله في فمي وإلصاقه |
Çünkü ağzımda gümüş güven fonuyla doğmadım. | Open Subtitles | لأنني لم أولد مع صندوق ائتمان فضي في فمي. |
O kırmızı gözler. ağzımda hala onun kanının tadı var. | Open Subtitles | تلك العيون الحمراء مازال مذاق دمه في فمي |
İskambil oyunu bassam, ağzımda bir çörek olurdu. | Open Subtitles | اهدأ يا جيمي , فلو أني كنت راغبا بإيقاف لعبة ودية لوجدت الدونات في فمي |
Bir buz parçası bile olsan sonunda ağzımda erirsin. | Open Subtitles | حتى ولو كنت قطعة ثلج فإنك ستذوبين في فمي |
İğrenç. Biri bana mendil versin lütfen. Şu anda ağzımda. | Open Subtitles | مقرف، فليعطني أحدكم محرمة، إنّه الآن في فمي. |
Artık o sıcak mutluluk hissi gitti, ağzımda hiç pasta kalmadı ve doğum günü dileğim saçmalıktı. | Open Subtitles | والان ذلك الشعور الدافيء بالسعادة إنتهى ليس هنالك كيكة في فمي وأمنية عيد الميلاد مجرد هراء |
- Dudaklarını özlediğimde Ağzıma bir incir koyup seni düşüneceğim. | Open Subtitles | عندما أفتقد شفتاكِ, سأضع تينة في فمي و أفكر بكِ |
ve ne zaman telaşla uyansam, yanımda daima Ağzıma koyabileceğim birşeyim olur. | Open Subtitles | وإن استيقظت متعكر المزاج فثمة شيء قريب دوماً يمكنني وضعه في فمي |
Daha sonra hepsini atmak yerine bir tanesini benim Ağzıma atsana. | Open Subtitles | بدلاً عن رميك له لاحقاً لماذا لا ترميه في فمي لا |
3 yaşında bir banka soyguncusuna benzerdim ama Ağzıma bir şeyler tıkıştırmamı engellerdi. | Open Subtitles | بدوت كسارق بنك بعمر الثالثة لكنه منعني من اقحام مزيل العرق في فمي |
Sanki benim günümde, beni sıkıştırıp Ağzıma topu dayayıp beceriyor gibi. | Open Subtitles | تقوست و تم وضع كرة في فمي و ضربي ضربا مبرحا |
Bazen bir renk görürüm ve bu Ağzıma bir tat verir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان أرى لوناً فيستثير ذلك طعماً ما في فمي |
Ben o hükümdar tahtına oturduğumda da Ağzımın içinde dilim parçalanırken ve gözlerim kaynamaya başladığında anneciğimin tatlı yüzüne bakıyor olacağım. | Open Subtitles | و عندما أجلس على الكرسي الكهربائي سأشاهد وجه أمّي الطيّب بينما لساني ينفجر في فمي |
Merhaba, gece kuşları neredeyse 36 saattir Spaz-a-thon ile berabersiniz şimdi sanki Ağzımın içinde ölü bir fare varmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | مرحبآ بكم يا اطفال الليل ما يقرب من 36 ساعة متواصلة مع عرض سباز اشعر وكأن هناك فأر ميت ينام في فمي |
Neden bir dahaki sefere ağzımın içine tükürmüyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تبصقة في فمي المرة القادمة؟ سيكون مثير |
Bütün dilini ağzımdan içeri soktu . | Open Subtitles | هي ادخلت لسانها كامل تقريبا في فمي |