hikayede kelimenin tam anlamıyla dönüşleri yapabilirdik. | TED | يمكننا إنشاء منعطف في قصة يكون منعطفا حرفيا. |
Tanrilara inaniyorsan... zamanin dönüsümüne de inaniyorsundur... o zaman biz sonsuza kadar tekrar tekrar... anlatilan bu hikayede kendi rollerimizi oynuyoruz. | Open Subtitles | اذا كنتي تؤمنين بالالهة .. اذن فلا بد انكي تؤمنين بتسلسل الوقت . اننا كلنا نلعب دورنا في قصة |
Bilim tarihinde bundan daha önemli olan çok az olay vardır. | Open Subtitles | قليل من الأحداث في قصة العلم كان بارزاً مثل هذا الحدث |
Ama Dünya'nın güçlü volkanlarının, gezegendeki hayatın tarihinde oynayacağı bir rol daha vardı. | Open Subtitles | لكن براكين الأرض القوية لديها دوراً آخراً لتؤديه في قصة الحياة على كوكب الأرض. |
Umarım Külkedisi'ndeki fare gibi tiz bir sesi yoktur. | Open Subtitles | اتمنىّ ان لا يكون صوتها رفيعا و مزعجا مثل الفئرانِ في قصة سيندريلا |
- Prens Abboud'un hikâyesinde fark ettiğinden daha fazlası var. | Open Subtitles | أنا استمع هناك الكثير في قصة الأمير عبود اكثر مما كنت أتصور |
Sadece taşın kesiminin eşsizliği değil aynı zamanda hikayesi de önemli. | Open Subtitles | الموضوع ليس في حرفية تقطيع الجواهر، بل في قصة الجوهره ذاتها |
Ve onları çağdaş bir çocuk hikayesinde geri getiriyoruz. | TED | إذن إننا نسترجعهم في قصة معاصرة للأطفال. |
Bir dahaki sefere daha iyi bir hikaye uydur, tamam mı? | Open Subtitles | المرة القادمة فكر في قصة افضل من هذه ، حسنا ؟ |
Çok basit. Herkesçe bilinen bir hikayede teorik boşluklar varsa onları cevaplayın. | Open Subtitles | ببساطة ، اذا كان هناك ثغرات غير منطقية في قصة مُثليِة |
hikayede iyi bir karakter olabileceğimi fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت شيئاً عن نفسي من شأنه أن يجعلكِ شخصية جيدة في قصة |
Birincisi ekonomi. Ekonomi Henry Ford ve otomobil işçiler birliğinin başkanlığını yapmış olan Walter Reuther arasındaki ileri geri uydurma hikayede gerçekten iyi bir şekilde özetlenmiştir. | TED | أولا، تحديات اقتصادية، و هي ملخّصة بطريقة رائعة في قصة ملفقة حول جدال دار بين هنري فورد الثاني و والتر رويتر، الذي كان رئيس اتحاد عمال السيارات. |
Ancak bilim tarihinde sıkça rastlandığı gibi ortalığı karıştıranlar uzman olmayan meraklı kişilerdi. | Open Subtitles | ولكن,كما يتكرر ذات الأمر في قصة العلم من سيقوم بتحريك المياه الراكدة هم متحمسون غير مختصين |
Nassau tarihinde bir sürü adam rol aldı. | Open Subtitles | كثير من الرجال لعبوا (دوراً في قصة (ناسو |
Nassau tarihinde sizin rolünüz ne? | Open Subtitles | (في قصة (ناسو أي من الأدوار تلعبين أنت؟ |
Aslında favori müzikalim Batı Yakası hikayesi'ndeki Anita'nın elbisesine biraz benziyor. | Open Subtitles | حسنا بالواقع انه أشبه بفستان أنيتا في قصة الجانب الغربي مسرحيتي الموسيقية المفضلة |
'Dulun Süs Köpeği'ndeki kadın gibi? | Open Subtitles | مثل السيدة في قصة خادم الأرملة |
Bernardo'yu severim, Batı Yakası hikayesi'ndeki gibi. | Open Subtitles | يعجبني اسم (بيرناردو) كما في قصة "ويست سايد" |
- Prens Abboud'un hikâyesinde fark ettiğinden daha fazlası var. | Open Subtitles | أنا استمع هناك الكثير في قصة الأمير عبود اكثر مما كنت أتصور |
Her zaman olduğu gibi "Deniz hikayesi"nde ilginç birşey yok. | Open Subtitles | كالعادة، ليس هناك شيئاً مثيراً يحدث هنا في قصة البحر |
Aynı göğüs kanseri hikayesinde olduğu gibi, araştırma yapılıyor, bilinçlilik arttırılıyor, işe yarıyor, sadece devam ettirmeniz lazım. | TED | كما في قصة سرطان الثدي نقوم بالبحث، ننشر التوعية سننجح، علينا فقط بالمضي قدماً |
Ben de bunun üzerine ben de bir hikaye bulmaya çalışıyordum: ben bu durumdaysam ona kim bakıyor olabilirdi? | TED | فكنت أفكر في قصة حيث إذا ما كنت في هذا الوضع، من من الممكن أن ينظر إلي؟ |