"في قلوبهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • kalplerinde
        
    • kalplerini
        
    • yüreklerinde
        
    • yüreklerimize
        
    Fransızlar özgürlüğü kalplerinde taşırmış. Open Subtitles يُقال بأن الفرنسيين يحملون الحرية في قلوبهم
    - Özgün tasarım izin vermek için, hangi her insanın beklemeye almak, kalplerinde baskılı vardır. Open Subtitles لنسمح للتصميم الأصلي الموجود في كل إنسان في قلوبهم
    Onlar da oğlumun yaptığı gibi kalplerinde iyilikle ölecektirler. Open Subtitles سوف يموتون مع الصالح في قلوبهم, كما فعل ابني.
    Bu gün tüm sevenler kalplerini başkasına verip onlara içindeki sevgiden söz ederler. Open Subtitles في هذا اليوم جميع العشاق يخبر بعضهم البعض عن كل الحب الموجود في قلوبهم
    Amerikalılar, yüreklerinde Japonya korkusuyla geri döndüler. Open Subtitles لقد عاد الأمريكيون و في قلوبهم خوف من اليابانيين.
    Fikir ve yüreklerimize taşıdığınız yangın pek yakında sönmeyecek ve düşünüzün amacına erişmesi için gerekeni yapacağız. Open Subtitles الحريق الذي اندلع من عقولهم وسرعان ما انطفأ في قلوبهم نحن سوف نريهم كيف سنجعل أحلامهم حقيقة سنفعل ذلك
    Bu yüzden kalplerinde daha çok nefret taşıyorlar. Open Subtitles لهذا يمكنهم حمل نسبة ضغائن أكبر في قلوبهم
    Sonra temiz vicdanlı olanlar kalplerinde Kira'yı alkışlayacaklar. Open Subtitles وكل الأبرياء ينادون بـ "حظاً موفقاً يا كيرا" في قلوبهم
    Dehşeti kalplerinde hissetmeliler. Open Subtitles يجب أن يشعروا بالذعر في قلوبهم
    kalplerinde Ziyaretçiler için yer bulmuşlar. Open Subtitles فقد وجدوا مكاناً في قلوبهم للزائرين
    Bazı insanlar kalplerinde gözleri var. Open Subtitles بعض الناس يملكون أعيُناً في قلوبهم
    Çocuklarımın kalplerinde nefret olmasından korkuyorum, ve büyüdüklerinde, babalarının ve kardeşlerinin katillerinden intikam alacaklarından korkuyorum." TED أنا أخاف أن يحمل أطفالي كراهية في قلوبهم ، وأنهم عندما يكبرون ، يريدون القتال مرة أخرى والإنتقام من قتلة أباهم وأخاهم ."
    Kuzey'e geldiklerinde yanlarında, kalplerinde ve anılarında atalarını yaşatan, maneviyatlarını ve onları nesiller boyunca sürdüren Gospel Müziğini getirdiler. TED فحين أتوا شمالًا، أحضروا معهم، في قلوبهم وذاكرتهم، الموسيقى التي حافظت على الأجداد... موسيقى البلوز والموسيقى الشعائرية التي كانت بمثابة استدامة لهم عبر الأجيال.
    kalplerini güçlendir ki, birbirlerine güvenleri hiç kaybolmasın, her şey gönlünüzce olsun ve evlilik törenlerini kutlamak için bir araya gelelim. Open Subtitles و القوة في قلوبهم ليحافظوا على الايمان مع بعضهم نرجو في الامور جميعها ان تؤول للسعادة
    Ama onların küçük kalplerini bıçakladığımda aslında onu bıçaklayacağımı biliyorsun ve hâlâ ondan vazgeçebilmiş değilsin. Open Subtitles لكن أنت تعلم أنه عندما أطعنهم في قلوبهم الصغيرة, سأكون أطعنها هي في قلبها, و أنت لم تتخطاها بعد.
    Gözlerine baktığın anda kalplerini görebilirsin. Open Subtitles تنظرين في أعينهم وتعرفين بالضبط ما في قلوبهم
    Tanrı rolü yapan asalaklar tarafından nesiller boyu aldatılmışlardır, ama yüreklerinde yükselmenin varoluşun amacı olduğunu bildiklerine inanıyorum. Open Subtitles ضللتهم طفيليات أدعوا سيادتهم لعديد من الأجيال في قلوبهم , أؤمن أنهم يعلمون ,أن الإرتقاء هو الهدف الحقيقي لوجودنا
    Açgözlülük yüreklerinde bir boşluk yarattı. Asla doldurulamayacak, ne koyarlarsa koysunlar yetmeyecek. Open Subtitles لقد خلق الجشع في قلوبهم فتحة لا يمكن ملؤها أبداً لن يحصلوا على ما يكفيهم أبداً
    hem de insan oğlunun yüreği kötülükle dolu ve ömürlerinin devamınca yüreklerinde delilik var ve ondan sonra ölülere katılıyorlar. Open Subtitles قلوب بني البشر مليئة بالشر. الجنون يعشع في قلوبهم بينما هم أحياء . و بعد كل هذا مصيرهم الموت.
    Davet edilmeden gelip, yüreklerimize kin ve nefret getirdiler. Open Subtitles لقد أتوا بدون دعوة الينا وهم يحملون الحقد والكراهية في قلوبهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more