Unut, Doğu Dillerinde Cambridge'de birincilik aldım. | Open Subtitles | انت تنسي، أخذت المركز الاول في اللغات الشرقية في كامبردج |
ama tanımlayıcı çalışma 10 yıl sonra Cambridge'de yapıldı. | Open Subtitles | أوه، يُعذرُني، لكن الدراسةَ الجازمةَ عُمِلَ بعد 10 سنوات في كامبردج. |
Harikaydı, Don Horacio, Cambridge'de bir seminere katılma fırsatı buldum ve bir iki hafta Londra'da kaldım, büyüleyici bir şehir. | Open Subtitles | إنها عظيمه يا دون هوراسيو كان عندي الفرصة لأخذ حلقة دراسية في كامبردج وأبقى إسبوعان في لندن يا لها من مدينه ساحره |
Cambridge'de üç gün boyunca düzenlenecek olan sayı teorileri konferansında konuşacak. | Open Subtitles | سيقدم عرضاً خلال الأيام الثلاثة القادمة في مؤتمر نظرية الأرقام في كامبردج |
Tarihinin en önemli anlarından biri için Cambridge'deki hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor. | Open Subtitles | في كامبردج تجري التحضيرات للاحتفال بواحدة من اللحظات المتوجة في التاريخ |
Tarihinin en önemli anlarından biri için Cambridge'deki hazırlıklar devam ediyor. | Open Subtitles | في "كامبردج" تجري التحضيرات للاحتفال بواحدة من اللحظات المتوجة في التاريخ |
Annem Cambridge'de birkaç ay geçirmenin sorun olmayacağını söylüyor. | Open Subtitles | الظروف صعبة أمي تامل الا تمانعوا البقاء لعدة اشهر اخرى في كامبردج |
Darmadağın olmuş ve o günden beri Cambridge'den hiç çıkmamıştı. | Open Subtitles | و الذي حطمه تماما و توارى عن الانظار في كامبردج من حينها. |
Şimdi, Cambridge ve Silicon'daki arkadaşlarımla bunu hakkında konuştuğum zaman 'Harika' diyorlar. Ameleliğe, ırgatlığa son. | TED | عندما أتحدث عن هذا مع أصدقائي في كامبردج ووادي السليكون، يقولون، "رائع. لا مزيد من العمل الشاق، لا مزيد من الكد." |
10 Mart 2011'de Cambridge'deki MIT Media Lab'inde öğretim görevlileri, öğrenciler ve çalışanlarla buluşmuştum ve bir sonraki direktör olup olmayacağımı tartışıyorduk. | TED | في العاشر من مارس عام ٢٠١١ كنت في كامبردج في معمل معهد ماساتشوستس للتقنية حيث اجتمعت بهيئة التدريس والطلبة وباقي الموظفين كنا نحاول أن نعرف ما إذا كان عليّ أن أكون المدير القادم |
Adamlarınız, kıtasal ordunuz, sizi Cambridge'de bekliyor, efendim. Ve kendi adıma sizi orada görmeyi diliyorum. | Open Subtitles | "رجالك و جيشك ينظرونك في "كامبردج وسأراك هناك عند عودتي |
Cambridge'de üç gün boyunca düzenlenecek olan sayı teorileri konferansında bir seminer verilecek. | Open Subtitles | سيقدم عرضاً خلال الأيام الثلاثة القادمة في مؤتمر نظرية الأرقام "في "كامبردج |
Buna yürekten inandım Dr. Marshall, kendimi sizin teorilerinize adadım ve bu yüzden Cambridge'den atıldım. | Open Subtitles | اخذت هذا على عاتقي - دكتور مارشال ، لقد ألزمت نفسي بدراسة نظرياتك في كامبردج لذلك |
Cambridge'de ne yapıyordun? | Open Subtitles | ما الذي كنت تفعله في كامبردج ؟ |
Bir Saab istersen, Cambridge'te bekliyor. | Open Subtitles | إن احتجت ِ سيارتي ستجدينها في كامبردج |
Cambridge'deki Rothwell Okulu tarafından çağrı aldım. | Open Subtitles | تلقيت مكالمة من مدرسة "روث وال" في كامبردج |
Çoğu işleri ölümsüzdür, ama şunu bilmelisin skecin ima ettiği gibi, başbakan Oxford'a gitti, Cambridge'e değil. | Open Subtitles | معظم أعمالهما خالده و لكن ما يجب عليك معرفته "هو أن رئيس الوزاء درس في "أوكسفورد وليس في "كامبردج" كما يقول العرض |
Cambridge polisi bir uyuşma bulmuş. | Open Subtitles | بالأقسام المختلفة هناك "الشرطة في "كامبردج لديها تطابق |
Tıpkı babanın geçmişte yaptığı gibi Cambridge'dekileri etkiliyor olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | أوه، لقد حسبت أنك تثيرين دهشتهم هناك في "كامبردج" بالضبط كما فعل والدك في الأيام الخوالي. |
Daphne vücudunda ki bu bale deliliğinden kurtulduktan sonra Cambridge'e gidecek. | Open Subtitles | "دافني" ستكون في "كامبردج" حالما تخرج هذه الباليه من ذهنها. |