"في كندا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kanada'da
        
    • Kanada'ya
        
    • Kanada'nın
        
    • Kanada'daki
        
    • Kanada'dan
        
    • Kanada ’ daki
        
    Bu hafta sonu Kanada'da olmayı ne kadar istediğini biliyorum. Open Subtitles أعلم كم تودين أن تكوني في كندا في هذه العُطلة
    Bu yüzden Kanada'da birini kesince ceza alıyorsun dini bir ceza değil ama işlerini yapmayanlar için bir ceza. Open Subtitles و لهذا فان التجريح في كندا كان عقابا و ليس عقابا دينيا و لكن كعقاب على عدم قيامهن بوظيفتهن
    Birkaç yıl önce, Kanada'da bir grubumuz, çeşitli silolarımızda ulaşabilecek her şeye ulaştığımıza karar verdik. TED قبل بضع سنوات، أدركت مجموعة منا في كندا أننا قد بلغنا حدنا فيما يمكن إنجازه داخل صوامعنا.
    Bilmeden binmişler, sonunda Kanada'ya çıkmışlar. TED ركبوا ولم يعرفوا الى أين، فانتهى بهم المطاف في كندا.
    Bazı ölçümlere göre burası, Kanada'nın en fakir kentsel bölgesi. TED من خلال بعض الإحصائيات، إنها أكثر المناطق الحضرية فقراً في كندا
    Farketmiş olduğunuz gibi, Kanada'daki seçimler şaka gibi. Haksız ve gelişigüzel sonuçlar veren TED وكما تلاحظون فان الانتخابات في كندا مهزلة فنحن نعتمد على انظمة قديمة جداً
    Büyürken her yaz, yaşadığım yer olan Kanada'dan büyüklerimi ziyaret etmek için Mumbai, Hindistan'a uçardım. TED كنت في صغري أسافر كل صيف من موطني في كندا لزيارة جدي وجدتي، اللذان كانا يعيشان في مومباي، الهند.
    Şimdi, Kanada'da, mükemmel bir sağlık sistemimiz var. TED في كندا لدينا نظام ممتاز للعناية الصحية.
    Bunu Birleşik Krallık'ta da gördük, Rusya'da da, Birleşik Devletler'de de ve 2015 yılına kadar, Kanada'da da. TED لقد رأينا ذلك في المملكة المتحدة، رأيناه في روسيا، رأيناه في الولايات المتحدة حتى عام 2015، هنا في كندا.
    Size Kanada'da bilime olan saygının 2015 yılında ilerlediğini söyledim. TED قلت قبل قليل، أن احترام العلم بدأ في التحسن في كندا عام 2015.
    Bu olay Kanada'da olanlara derinlemesine odaklanmamı sağladı. TED سرعان ما أعاد الأمر إلى دهني ما كان يحدث في كندا.
    90'lı yılların ortalarında, Kanada'da gümrük memuruydum. TED كنت ضابط جمارك في كندا في منتصف التسعينات.
    Küçük bir çocukken astronot olmak istiyordum ama Kanada'da büyüyen genç bir kız olarak bu benim için mümkün değildi. TED أردت أن أكون رائدة فضاء عندما كنت فتاة صغيرة، ولكن لنشأتي في كندا كفتاة شابة، لم يكن ذلك حقا متاحًا بالنسبة لي.
    Ama bilirsiniz Kanada'da orman araştırması böyle olur. TED لكن كما تعملون، هذه هي كيفية عمل بحوث الغابة في كندا.
    Aynı durumun Kanada'da ve ülkem Birleşik Krallık'ta da yaşandığını görmekteyiz. TED وبدأنا نرى حالات مماثلة تظهر في كندا وفي بلدي الأم المملكة المتحدة
    Şaşırtıcı olmayacak bir biçimde Kanada'da tutucu elementler var, bu harekete karşı içerleyenler oldu. TED فقد نشأت محادثات في كندا .. وهو أمرٌ طبيعي وكانت تلك المحادثات تهدف لرفض هذا التدخل في المنتج
    Kanada'ya götürülmüş ve İngiltere'ye hizmetçi olarak çalışmaya gelmişti. Open Subtitles بسبب تركها إياها عندما كانت طفلة و قد ترعرعت في كندا و أتت إلى انكلترا و عملت كخادمة
    O zaman beyler bir dahaki sefer Kanada'ya gitmek yerine burada kalalım ve Kanada'daymışız gibi davranalım. Open Subtitles يـا رفـاق في المرة القـادمـة بدل الذهـاب إلى كنـدا فلنبقى هنـا و حسب و نتظـاهر أننـا في كندا
    Kahveyi doldurdum. Kanada'nın elli farklı şehrinden. Open Subtitles برطمان الكبريت مليء من الخمسين ولاية في كندا
    Kış montunu al! Kanada'nın en sıcak şehrine gidiyoruz! Open Subtitles احضري معطفك للشتاء ، سنذهب لأدفأ مدينة في كندا
    Kanada'daki hayırsever grupların savunma yapmalarına müsade edilmiyor. TED ان المجموعات التي تعمل على الامور الخيرية في كندا لا يحق لها ان تقوم بعمليات دعائية
    Hint Okyanusu'nda Acanthaster planci denizyıldızı, Büyük Göller'deki zebra midyeleri, Kanada'daki spruce kurdu. TED نجم البحر ذو التاج الشوكي في المحيط الهندي، بلح البحر المخطط في البحيرات العظمى، دودة البراعم الراتينجية هنا في كندا.
    Gece kulübü ve Kanada'dan para toplama işi arasında gidip gelirken bizi Flatbush Caddesi'ndeki binadan kurtarıp, Prospect Park'taki bir eve taşımaya yetecek ve Frank'a da, Sal Palmeri'ye borçlu olduğu yarım milyonu ödemeye yardım edecek kadar kazanmıştı. Open Subtitles بين النوادي الليلية ومجموعاتها في كندا كَسبتْ مالاً كافياً لنقلنا مِنْ شُقَّةِ في منطقة فلاتبوش

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more