"في لبنان" - Translation from Arabic to Turkish

    • Lübnan'da
        
    • Lübnan'daki
        
    • Lübnan da
        
    Lübnan'da maraton düzenlemek kesinlikle New York'da maraton düzenlemek gibi değil. TED تنظيم ماراثون في لبنان بالطبع ليس كتنظيمه في نيويورك.
    En tedirgin edicisiyse Suriyeli mülteci çocukların, yalnızca %20'si, Lübnan'da eğitim görüyor. TED وأكثر ما يقلق هو أن عشرين بالمئة فقط من اللاجئين السوريين الأطفال يرتادون المدارس في لبنان.
    Mülteci bir aileye doğmuş ve şimdi kendisi de Lübnan'da bir mülteci olarak yaşamakta. TED ولدت لأبوين لاجئين، وهي نفسها الآن لاجئة في لبنان.
    İsrail'in Lübnan'daki en sağlam adamıymış. Open Subtitles يقول الأسرائيليَون بأنه أفضل رجل لديهم في لبنان
    O akşam, 20 yıldır ilk defa Lübnan'daki savaşla ilgili bir şeyler hatırladım. Open Subtitles تلك الليلة ، و لأول مرّة في 20 عاما استرجعت ومضات ذكريات من الحرب في لبنان
    Ve ben bu tarz projeleri bir süredir düzenliyorum, 2009'da Lübnan'da, bu sene ocak ayında Kenya'da. TED و قد قمت بمشاريع كهذه، في لبنان عام 2009، و في كينيا في يناير من هذا العام.
    Lübnan'da çalışırken hareket sensörleri üzerinde biraz çalıştım. Open Subtitles فعلت بعض البحوث على أجهزة استشعار الحركة عندما كنت أعمل في لبنان.
    Kızım: "Anne neden burada ve babaannem ve dedemin yaşadığı Lübnan'da başarılı kadınların fotoğraflarını duvarlarda hiç görmüyoruz? TED سألت، "أمي، لماذا هنا حيث نعيش، بينما في لبنان حيث تقطن جدتي وجدي، لا نرى صور النساء القويات على الجدران؟
    Hatta Lübnan'da başımıza konmuş bir ödül var. Open Subtitles في لبنان هناك مكافأة لمن يقتلنا
    Lübnan'da gördükleri zulmü kabullenmek çok zor. Open Subtitles حسناً، قصتهم عن تعرضهم للظلم في "لبنان .من الصعب جداً تأكيدها
    Lübnan'da da çok iyi şaraplar yapılıyor. Open Subtitles لدينا نبيذ جيد جداً في " لبنان "، أيضاً
    Lübnan'da, FHKC temsilcisi Nourredin'e çalıştığına dair bir şey söyledin. Open Subtitles عندما تم استجوابك في (لبنان) قلت أنك تشتغل لصالح (نور الدين) ممثل الجبهة الشعبية في (فرنسا)
    Bay Mermont, Lübnan'da iki istihbarat servisi olduğu size açıklayabileceğim bir şey değil. Open Subtitles لن أشرح لك هذا هنالك وكالتي استخبارات في (لبنان) سيد (ميرمون)
    Ancak bunu hem kendi gözlerimle gördüm Lübnan'daki yayılmalar sırasında, ve Saraybosna'da Hollanda savunmasının başındayken, bu aynı zamanda kesin istatistiklerle de desteklenmektedir. TED ولكني ليس فحسب قد شهدت بعيني حينما كنت أعمل في لبنان وسيرايفو و دول أخرى وكوزير للدفاع الهولندي ولكن هذا مدعم أيضاً بالحقائق والارقام
    Bunun altında yatan korku 10 yıl önce... 2006 yazı, Lübnan'daki İsrail-Hizbullah Savaşı sırasında Parça Tesirli Bomba(PTB) mağduru Muhammed ile tanıştığımda başladı. TED بدأ هذا الخوف الخفي منذ 10 سنوات، منذ أن التقيت محمد، وهو ناج من قنبلة عنقودية في حرب صيف 2006، بين حزب الله و إسرائيل في لبنان.
    Lübnan'daki iç savaş sebebiyle. Open Subtitles بسبب الحرب الأهلية في لبنان كما تعرف
    Lübnan'daki Müslümanlar, Filistin'deki Müslümanlar, Open Subtitles "والمسلمون في "لبنان "المسلمون في "غزة
    Lübnan'daki suikast girişiminde Düring hedef değildi, ben hedeftim. Open Subtitles محاولة الاغتيال التي حدثت في (لبنان) لم يكن (دورينغ) المستهدف، كنت أنا
    Lübnan'daki General Alladia kampında olan saldırı benim için planlanmıştı. Open Subtitles الهجوم في (لبنان) عند مخيم (ألاديا) العام القنبلة كانت مقصودة لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more