Bir anda gözüm döndü ve herkesin notunu düzelttim. Hayalimde değil hem de. | TED | و في لحظة جنون مؤقّت، قمت بتغيير نتائج جميع التلاميذ، بطريق غير مبدعة. |
Ve, o anda dahi, yapmakta olduğu şeyin ne olduğunun kendisine anımsatılmasını istemiyordu. | TED | وحتي في لحظة وحشيته لم يرد أن يذكره أحد بوحشيته أو بما يفعله |
Büyük Patlama anında, tamamen enerjiden oluşan bir evren meydana geldi. | Open Subtitles | في لحظة الانفجار الكبير كون بأكمله, مليء بالطاقة أتى الى الوجود |
Bunu da istila anında beni ve çocuğu silerek gerçekleştirecek. | Open Subtitles | و ستشفي نفسها بشطبي أنا و الفتى في لحظة الغزو. |
Demek istediğim, Bir dakika senin içindeydi ve 47 saat sonra, işte burada. | Open Subtitles | هذا مذهل، في لحظة تكون في داخلك وبعد 47 ساعة، ها هي ذا |
Bir dakika önce dövmelerden bahsediyorlardı ve sonra da konuşamadılar. | Open Subtitles | في لحظة كانو يتحدثون عن الوشم ثم توقفو عن الكلام |
Serbest dalış yapabilmeniz, bir an için, zihninizin rahatlamasına izin verecektir. | TED | وحين تمارس حبس الأنفاس في الماء، نُريح الذهن في لحظة ما، |
Klas bir hareket ama hayatına girecek her erkeğin ikinci sırada geleceği gerçeği hakkında ben ne düşünüyorum onu da bir noktada konuşmalıyız. | Open Subtitles | وهو أمر من الجيد عمله، لكن في لحظة من اللحظات سيكون علينا مناقشة شعوري حيال معرفة أن أي رجل في حياتك سيكون الوصيف. |
Bir anda pencereden dışarı atladı. Binacci genç ve tecrübesiz olmasaydı. | Open Subtitles | في لحظة واحدة هو قفز من النافذة بيناتشي شاب وعديم الخبرة |
Ashraf Khan göreve başladığı anda mafyaya karşı operasyona başladı. | Open Subtitles | في لحظة تولي خان هذه القضية ..بدأ بعمليات ضد المافيا |
Bir saniye önce iskelede yürüyorken bir anda dengemi kaybettiğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | في لحظة كنت أتمشى بموازاة الرّصيف والذي أتذكّره بعد فقدان توازني، |
Acele etmemeliyiz de. Davamızın en kritik anında hem de. | Open Subtitles | ولا علينا ذلك , ليس في لحظة جوهرية في قضيتنا |
Bu da sesle birleşince beyniniz anında alfa dalgaları yaydı. | Open Subtitles | وذلك مشترك مع الصوت والذي يضعك في لحظة الرئيسيّة النمطيّة |
Yalnızca sevgilisini taciz eden bir arkadaşa sahip bir adamın arkadaşını saldırı anında durdurması gerektiğini söylemiyoruz. Bu toplumsal değişim yaratmanın safça bir yoludur. | TED | نحن لا نقول أن على الرجل الذي صديقه يسيء معاملة صديقته أن يوقف ذلك الصديق في لحظة الإساءة. |
Bir dakika önce bir şeyler bildiğini düşünüyorsun sonra hiçbir şey bilmediğini anlıyorsun. | Open Subtitles | في لحظة تعرف فيها ما تعرفه، ثم تدرك بعدها أنّك لا تعرف شيئاً |
Bir dakika önce bir şeyler bildiğini düşünüyorsun sonra hiçbir şey bilmediğini anlıyorsun. | Open Subtitles | في لحظة تعرف فيها ما تعرفه، ثم تدرك بعدها أنك لا تعرف شيئاً |
Bir dakika çok çekici bir adamla veya kadınla yataktasınız, bir sonrakinde çürük bir et yığınısınız. | Open Subtitles | في لحظة أنت في الفراش مع فتاة أو مع شاب ولحظة أخرى ستصبح كومة أجزاء متعفنة |
'Yas, oğlum bu dünyayı terk ettiği an çöken sessizlikte. | Open Subtitles | الحزن، جعلم من العالم في سكون في لحظة موت أبني |
Kişisel bir hale geldi. bir noktada Afrika'ya gidebilmiştim. | TED | أصبح الأمر شخصيا. في لحظة ما كنت مستعدة للذهاب إلى أفريقيا. |
birden hatırlıyorum ve yine unutuveriyorum. | Open Subtitles | في لحظة ما, كنت أعرف ما يجب أن افعله أما الان فإنني لا أذكر شيئا |
Tarihi bir Anın ortasındayız. | Open Subtitles | إذا كنتم قد انضممتم لنا للتو فنحن في لحظة تاريخية |
Görür görmez, "Aman tanrım bu arabayı hemen almalıyım!" dersiniz. | TED | تراها ثم تذهب قائلا،" قد أشتري ذلك في لحظة! " |
Ve önünde şu jet iticileri var Birazdan kullancak bunları. Bir de küçük ışığı var. | TED | ولقد حصلت على هذه الدفاعات النفاثة في المواجهة التي سوف تستخدمها في لحظة ، وقليل من الضوء. |
Sadece bir anlığına beni mi aldatıyor acaba dedim ama... | Open Subtitles | في لحظة ما اعتقدت انه ربما يبحث عن علاقة ما |
Hadi, erkek ol evlat. Çok da kötü değil. Bir dakikada bitecek. | Open Subtitles | هيا، تقبل ذلك كرجل هذا ليس مؤلماً، سينتهي كل ذلك في لحظة |