İşin bitince beni cep telefonundan ara, göz açıp kapayana kadar burada olurum. | Open Subtitles | أتصل بي عندما تنتهي وسأكون هنا في لمح البصر |
ANBU birlikleriyle güçlerimizi birleştirip habersiz bir saldırı düzenlersek her şey göz açıp kapayana kadar bitmiş olacak. | Open Subtitles | إذا ضممنا قواتنا مع فرق الانبو السوداء وأتممنا هجوماً مباغة من الخلف سوف ينتهي كل هذا في لمح البصر |
Sizi göz açıp kapayana kadar kurtaracağım. | Open Subtitles | وسوف يكون لك مجانا في لمح البصر. |
Her yerde işini yapabilmeli ve bir anda vazgeçebilmeli. | Open Subtitles | شخص يمكنه أن يمارس عمله في أي مكان، و يترك هذا المكان في لمح البصر. |
Maddesel dünya bir anda yok olabilir. | Open Subtitles | العالم المادّي يمكن أن يختفي في لمح البصر |
Bir çırpıda şişliği indirecek bir şeyim var. | Open Subtitles | لدي شيء يمكنه تقليص حجم الاشياء في لمح البصر |
Bence çabucak toparlarım. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأنهُ يمكنني تنظيفهُ في لمح البصر |
Senin yerinde onlar olsaydı seni hemencecik elevermeyeceklerini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنّ أنّهم لن يشواْ بكَ في لمح البصر إن كانواْ مكانكَ؟ |
Fakat İbn-i Heysem göz açıp kapayıncaya kadar bir şeyin o kadar yolu gidip dönmesi için yıldızların çok uzak olduğunu çıkarsadı. | Open Subtitles | لكن الحسن فكر بأن النجوم بعيدة جداً لشيء في أعيننا كي يقطع كل هذا الطريق إليها و يعود في لمح البصر |
Tüm o enerji, göz açıp kapayana kadar... | Open Subtitles | تُنتَج كل هذه الطاقة في لمح البصر |
Benim de öyle olmam gerektiğimi fark ettirdin çünkü lise göz açıp kapayana kadar bitiyor ve şimdi mezun oluyoruz. | Open Subtitles | "جعلتيني أدرك أني يجب أن أكون هكذا أيضا" "المدرسة الثانوية تنتهي في لمح البصر" "وها نحن نتخرج" |
Onlar seni göz açıp kapayana kadar satar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال سينقلبون عليك في لمح البصر |
göz açıp kapayana kadar gerçekleşiyor. | Open Subtitles | حدث في لمح البصر |
göz açıp kapayana kadar. | Open Subtitles | في لمح البصر. |
bir anda, beni hayatın sıradanlığından kurtardı. Farkına bile varmadım. | Open Subtitles | و في لمح البصر لم أدرك أنَّني قد جرفت بعيدًا عن حياتي |
Sanki bir anda bir fırtınanın ortasındaymışsın gibi. | Open Subtitles | . حدث هذا في لمح البصر ... وكنا في منتصف عاصفة |
Ona sorsaydınız benimle kalmak istediğini bir çırpıda söylerdi. | Open Subtitles | و إن سألتها، فستخبرك في لمح البصر أنّها تريد البقاء معي |
Senin durumundayken göz önüne çıkmak çabucak bir sorguya dönüşebilir. | Open Subtitles | في وضعك هذا، قد تتحوّل تلك الأضواء إلى مصباح غرفة استجواب في لمح البصر |
Sizin gibi birinin hemencecik yapabileceği bir iş. | Open Subtitles | ! شيء يستطيع شخص مثلك تنظيمه في لمح البصر |
Bilmez miyim, zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor biraz oradan biraz buradan anılar hatırlıyorum. | Open Subtitles | أقول لكِ في لمح البصر أتذكر لحظة هنا وأخرى هناك |