Kirâ sözleşmemi uzatıyorum ve Los Angeles'taki evimi de satmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | سأقوم بتمديد إقامتي هنا وأفكر في بيع منزلي في لوس أنجلوس. |
Şu anda, Los Angeles'taki bir numaralı radyo şovunun sunucusuna bakıyorsunuz. | Open Subtitles | خمنوا ماذا، أنتم تنظرون للمقدّم الأول للبرامج الإذاعية في لوس أنجلوس |
Orasını geçen ay Los Angeles'ta ondan $4,000'a satın aldım. | Open Subtitles | اشتريت منه المكان ب4000 دولار في لوس أنجلوس الشهر الماضي |
Yani LA'de metro uzantısı yapmak kabaca mil başına bir milyar dolar. | TED | أي حوالي مليار دولار للميل، لأجل انشاء امتداد خط الأنفاق في لوس أنجلوس. |
Burayı sadece Los Angeles'a iş için geldiğinde kullanır. | Open Subtitles | تستعمل هذا المكان فقط عندما تكون في لوس أنجلوس بخصوص العمل |
Cidden, Los Angeles'ın bu tarafını hiç görmemiştim bile... Bu kar mı? | Open Subtitles | صدقاً, لم أقم بزيارة هذه المنطقة من قبل في لوس أنجلوس, أهذا ثلج ؟ |
Tatlım, Lily Los Angeles'da değil. | Open Subtitles | حَسناً ,حبيبتى. ليلى لَيسَت في لوس أنجلوس. |
Şanslıyız ki Los Angeles'taki stüdyomuzdan üç sokak ötede ICT denen bir yer var. | TED | لحسن حظنا، على بعد ثلاثة عمارات سكنية من الاستوديو الخاص بنا في لوس أنجلوس في مكان يدعي بمعهد التكنولوجيات الإبداعية. |
Los Angeles'taki bombalı saldırı için Rick Garcia'ya dönüyoruz. | Open Subtitles | الأن يعود إلى ريك غارسيا مع كثير من المتفجرات في لوس أنجلوس |
Tamam, anladım. Los Angeles'taki Amerikan Merkez Bankası. | Open Subtitles | لقد كان هذا بنك الإدخار الفيدرالي في لوس أنجلوس |
Hemen arkamda, David Palmer'ın bir saat kadar önce suikaste uğradığı, Los Angeles'taki apartmanı görüyorsunuz. | Open Subtitles | .. الأن , إنظروا خلفي الشقة بالمبنى في لوس أنجلوس.. حيث أُغتيل الرئيس دايفيد بالمر |
Normalde Los Angeles'ta yaşıyorum ama birkaç hafta burada olacağım. | Open Subtitles | أنا موقعي في لوس أنجلوس لكني في المدينة لعدة أسابيع |
Los Angeles'ta gurme yemek kamyolarının yaptığını yapan LudTruck kendisine bir hayli takipçi edindi. | TED | لدينا هنا شركة لودو ترك، تقع في لوس أنجلوس تقوم بالأشياء التي تفعلها شاحنات الغذاء الشهي وقد جمعوا الكثير |
Hatta bizi ilk ziyaretinden üç hafta önce Los Angeles'ta bir acil servise gitmişti. | TED | في الواقع، قبل ثلاثة أسابيع من زيارتنا وللمرة الأولى، كانت قد ذهبت إلى قسم الطوارئ في لوس أنجلوس |
Son kaydimi LA'de yeni bitirttim.. | Open Subtitles | للتو انتهيت من انهاء التسجيل في لوس أنجلوس |
Soruşturma hala devam ediyor, o yüzden detayları açıklayamayız ama en az 6 veya 8 aydır LA'de olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | التحقيقات مازالت جارية, لا نستطيع أخباركم بكل التفاصيل, و لكن أستطيع القول لكم بأنه كان في لوس أنجلوس |
19 Nisan'da, Los Angeles'a indiğinde ciddi bir grip geçiriyordu. | Open Subtitles | بتاريخ 19 إبريل، نزلت مارلين في لوس أنجلوس تعاني من إنفلونزا شديدة |
Hayır, Los Angeles'ın güneyindeki birkaç zenci şikayet ettiği için boğma kalktı. | Open Subtitles | كلا، لقد توقفنا عن ذلك لأن مجموعة من الزنوج في لوس أنجلوس إشتكوا. |
İkimizin de iki köpeği var ve ikimiz de Los Angeles'da yaşıyoruz, ...demek ikimizin de birçok ortak noktası var. | Open Subtitles | كلانا يمتلك كلب وكلانا يعيش في لوس أنجلوس لذا لنا هذه الأشياء مشتركة |
Üniversitede öğrenciyken bir yıl Los Angeles'te kaldım. | Open Subtitles | عشت في لوس أنجلوس لمدة سنة حين كنت طالباً بالجامعة |
Neyse, sana ve LA'deki arkadaşına bana bunu getirdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | على كل حال، شكراً لك وشكراً لصديقك في لوس أنجلوس على شراء هذه لي |
İşte bu gördüğünüz kişi benim, Los Angeles'daki Apollo Film Ödülleri'ndeyim. | Open Subtitles | هذا أنا، في توزيع جوائز أبولو في لوس أنجلوس هذه السنة |
ben Los Angeles'teyken, Lisa Wong'un kendi suikastçisini yollaması uzun sürmedi. | Open Subtitles | وبوجودي في لوس أنجلوس لم تتردد ليسا لونج فى إرسال قاتلة مأجورة من عندها |