"في مدرستي" - Translation from Arabic to Turkish

    • benim okulumda
        
    • okulumdaki
        
    • okulda
        
    • okuluma
        
    • okuldaki
        
    • Lisemdeki
        
    Böyle şeytanlıklarına benim okulumda müsaade edilmez. Open Subtitles أعمالك الشيطانية لا يمكن تحملها في مدرستي
    benim okulumda seninle kıyaslanabilecek fazla erkek yok. Open Subtitles حسناً ، ليس هناك العديد من الفتيان في مدرستي يمكن مقارنتهم بك
    benim okulumda ki kızların yüzde doksan beşi ya seksi, ya da çok seksidir. Open Subtitles في مدرستي واحدة من تلك الفتيات بنسبة 96 بالمائة كانت من المثيرات أو من فئة الأكثر إثارة
    Bir önceki okulumdaki sosyal bilgiler öğretmenim benden çok hoşlanıyordu. Open Subtitles في مدرستي السابقه كانت مدرستي كانت تعشقني و بشكل كبير
    okulumdaki en güzel kıza bunlardan bir düzine göndermek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أرسل دسته من تلك لأفضل فتاة في مدرستي
    Ben de okulda onunla aynı şeyi yapıyordum. İstediğinize sorun. Open Subtitles لقد كنت أقوم بالشيء نفسه في مدرستي كأي شخص آخر
    Ve büyüdüğü zaman 4 buçuk yaşına bastığında onu kendi okuluma kaydettim. TED وعندما كبرت، وأصبح عمرها أربع أعوام ونصف، سجلتها في مدرستي.
    Bizim okuldaki bir kız, çizmelerim deri diye başımın etini yerdi. Open Subtitles هناك فتاة في مدرستي كانت توبخني لان حذائي مصنوع من الجلد
    Lisemdeki tüm anoreksik kızların yaptığı gibi yapın. Open Subtitles افعلي مثل الفتيات الفاقدات للشهية في مدرستي الثانوية
    Ancak benim okulumda bir öğrenci diğerine zarar verirken, biz de boş boş oturmayız. Open Subtitles لكن في مدرستي لانقف مكتوفي اليدين عندما يأذي احد الطلاب الآخر.
    Evet, pekala, benim okulumda, her gece içerde kilitli kalırdık. Open Subtitles نعم إذاً , في مدرستي لدينا إغلاق كل ليلة
    Babam benim okulumda ders veriyor. Coğrafya öğretmemi. Open Subtitles أن أبي يُدرس في مدرستي يُدرس مادة الجغرافيا
    benim okulumda gizlice dinleme dersinden kalırdınız. Open Subtitles كنتما لترسبان في استراق السمع في مدرستي.
    Bunu benim okulumda hiçbir zaman yapmıyoruz. Open Subtitles نحن لا نفعل ذلك أبداً في مدرستي.
    Bakın, siz ponpon kızların özel muamele istediğinizi biliyorum... ama biliyor musunuz... ben okulumdaki ponpon kızları hiç sevmezdim. Open Subtitles اعرف ان المشجعات يتوقعن معاملة خاصة لكن خمنوا ماذا .. انا لم احب المشجعات في مدرستي
    okulumdaki kızlar bunları otobüste yaptıkları farklı şeyler için alırlar. Open Subtitles البنات في مدرستي يحصلن عليهم مقابل عمل أشياء مختلفة في الحافلة
    okulumdaki en şişman öğretmenlerin listesi var. Open Subtitles لدي قائمة بالمعلّمين الأكثر بدانة في مدرستي
    okulumdaki 90 metre koşusunda... rekorum olduğunu söylemeyi unuttum galiba. Open Subtitles هل نسيت ان اذكرك بأني احمل الرقم القياسي لسباق ال100 يارده في مدرستي الثانويه في بروفيدنس؟
    Baba, okulumdaki tüm arkadaşlarım bununla ilgili konuşuyordu. Open Subtitles أبي, كل أصدقائي كانوا يتحدثون عن الألبوم .في مدرستي
    Açıkçası çalışmak için bir laboratuvara ihtiyacım vardı çünkü okuduğum okulda yeterli ekipman yoktu. TED بالتأكيد اضطررت إلى ايجاد مختبر كي أعمل فيه .لأنني لا أملك التجهيزات اللازمة في مدرستي
    Ve Dr. Hoke'un formülünün, benim okuluma bilgisayar labaratuarı açılması için ne söyleyeceği açık. Open Subtitles وانها ليست من الصعب جدا التكهن والصيغة الدكتور هوك قالوا ان حوالي وضع مختبر الحاسوب في مدرستي الثانوية.
    Ama kasabam ve kültürüm ile okuldaki modern eğitim arasında, iki uç arasında yaşamak, hiç kolay değildi. TED لكن، العيش في تناقض بين العادات المستمدة من ثقافتي ومن قريتي والتعليم الحديث في مدرستي لم يكن شيئاً سهلاً.
    dedim. Lisemdeki korodaki öğrenciler epey inek tiplerdi, ve o insanlarla bir alakam olması mümkün olamazdı. TED اعضاء الجوقة في مدرستي الثانوية كانو غريبي الاطوار جدا ولم تكن هناك اي طريقة كانت اني سأكون لدي أي علاقة مع هؤلاء الناس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more