Görünen o ki baba başka bir yerde yemeğe davetli. | TED | ويبدو الأب قد تلقى دعوة لتناول العشاء في مكان آخر. |
Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. | TED | لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر. |
Bir vagonun içinde ne işi var? Campbell'ın bunları orada bulup bulmadığını bilmiyoruz. başka bir yerden almış olabilir. | Open Subtitles | لا نعرف كامبل جدت لها هناك، يمكن أن يكون في مكان آخر. |
O ülkenin sınırları içinde tadı gerçekten iyidir. ama başka yere götürürseniz tadı iğrençtir. | TED | وطعمه رائعٌ جداً فقط إن كنت داخل حدود فرنسا ولكن طعمه سيء للغاية إذا جربته في مكان آخر |
Ve en kötüsü, sürekli başka bir yerlerde olmayı istiyoruz. | Open Subtitles | والأسوأ من هذا دائماً نرغب أن نكون في مكان آخر |
Uzun zamandır birlikte çalışıyoruz, ama Başka bir yer bulsam iyi olacak. | Open Subtitles | لقد عرفت لك وقتا طويلا، ولكن أعتقد أنني سأحاول في مكان آخر. |
Bu sefer de başka yerden telafi etmemiz gerekecek ve biliyorsun ki yapamazsın. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نعمله في مكان آخر وأنت تَعْرفين بأنّك لا تَستطيعين عمَلُ ذلك. |
Sadece sana bağlanıp sonra da kalbinin başka yerde olduğunu fark etmek istemiyorum | Open Subtitles | لا أريد أن أتعمق في هذا وأكتشف فجأة أن قلبكِ في مكان آخر |
Çok sağol. başka yerlere de bakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | شكرأ جزيلاً لك, نحن يجب أن ننظر في مكان آخر |
Hayır. Birileri onlara başka bir yerde yaşamanın daha kolay olduğunu söylemiş olmalı. | Open Subtitles | لا، لا بد أن أحدهم قد أخبرهم بأن الحياة أسهل في مكان آخر. |
Kurbanın başka bir yerde öldürüldüğünden daha sonrada buraya getirildiğinden eminiz. | Open Subtitles | نحن متأكدون أن الضحية قتلت في مكان آخر وجلبت إلى هنا. |
başka bir yerde olmayı dileyen bir adam gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | كنت تبدو وكأنها رجل متمنيا انه كان في مكان آخر. |
Yani, istihbaratı başka bir yerden bulmamız gerekecek. | Open Subtitles | لذلك نحن بحاجة إلى إيجاد دليلنا في مكان آخر. |
Bedenin başka bir yerden taşındığını gösteriyor. | Open Subtitles | مما يشير إلى أن الضحية على الأرجح قُتِل في مكان آخر |
Ara Papağanları bu seferlik kurtuldu ama ilaçlarını başka bir yerden almak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | الببغاوات آمنة هذه المرة, ولكن يجب أن يجدوا دواءهم في مكان آخر. |
Bizimkilerden biri gelecek olursa, ona başka yere gitmesini söyle. | Open Subtitles | إذا جاء أيٌّ من شبابنا، أخبره أن يقيم في مكان آخر. |
- Hayır. Bize söyleyebilirdiniz. başka yere giderdik. | Open Subtitles | نحن يُمْكِنُ أَنْ جَعلتْ الخططُ لِكي تَكُونَ في مكان آخر. |
Bizim de bir yerlerde bir Krasnogorsk kameramız var... | Open Subtitles | كان لدينا كراسنوغورسك كاميرا في مكان آخر أيضاً |
bir yerlerde pis bir savaş çıkarmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | ، أم تحاول دق طبول حرب صغيرة قذرة في مكان آخر في بالعالم؟ |
Şantiyede uyumak yasak. Bu gece gidip kendine kalacak Başka bir yer bul. | Open Subtitles | ممنوع النوم في هذا الموقع لذلك نَمْ في مكان آخر الليلة |
Tamam, diğer randevular için Başka bir yer bulurum. | Open Subtitles | حسنا. وسوف تجد في مكان آخر لتفعل بقية التعيينات بلدي. |
Yerel halkı, sandviçlerini başka yerden almaya ikna edin. | Open Subtitles | أقنلع المحليين بشراء أغراضهم في مكان آخر |
Onunla başka yerde buluşuruz. Sadece onu nerede bulucağımızı söyleyin.. | Open Subtitles | يمكننا أن نقابله في مكان آخر فقط أخبرينا أين نجده |
Geldikleri zaman aklında başka yerlere git. | Open Subtitles | إذا جاؤا لك اذهب الي مكان ما في عقلك كن في مكان آخر |
- başka bir yere tıkın onu! - Hemen alarma geçme! | Open Subtitles | ـ ضعه في مكان آخر ـ لا تضغط على تصريف الحمام |