"في نوع" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir
        
    Ne tür bir teknoloji icat edebileceğimi düşünüyordum, bu teknoloji her gün kullandığınız eşyaları hackleyip onları interaktif hâle getirmeliydi. TED لذلك كنت أفكر في نوع التقنية التي يمكنني ابتكارها لكي أتمكن من اختراق الأشياء التي تستخدمونها كل يوم وأجعلها تفاعلية.
    Atın simetrik biçimini elde etmek çok zor oldu çünkü atı şaha kalkmış halde yapıp ona hareketli bir görüntü vermek istiyordum. TED كان الحصول على الشكل المتناسق للحصان صعبا جدا لأنه حصان ركوب فأردت أن يكون متبخترا وأن يبدو وكأنه في نوع من الإنفعال.
    Belli ki bir çeşit ilişkiniz var. Neden bu adamı seçtin? Open Subtitles من الواضح أنكِ في نوع من العلاقة لماذا إخترتي هذا الرجل؟
    Sanki bir hengâmenin ortasındayım ve çıkış yolunu bir türlü bulamıyorum. Open Subtitles أحس أني عالق في نوع من الفوضى بدون أية وجهة منطقية.
    Nadir rastlanır bir meyveyle ilgili iş teklifinde mi bulunuyorsunuz? Çerimoya gibi? Open Subtitles أنت تُقدّم لي صفقة في نوع نادر من الفاكهة، مثل نبات القشطة؟
    Tamam, bir zaman döngüsünün içinde sıkıştık. Zaman tekrar edip duruyor. Open Subtitles نحن عالقون في نوع من الحلقات الزمنية تتم إعادة الأحداث باستمرار
    Bütün bu süre, bütün bu olanların bir çeşit sanal gerçeklik olabileceğine inanacak kadar salak olduğumu mu düşünüyorsun? Open Subtitles هل تعتقد حقاً أني بهذا الغباء أنني أصدق كل هذا طوال الوقت كنت أعيش في نوع من العالم الافتراضي؟
    Tür olarak bir çeşit evrimsel dengede miyiz? TED هل نحن في نوع ما من التوازن التطوري كأجناس؟
    Ve Stuxnet bunlardan birine bulaştığı zaman bu hakkında endişe duymamızı gerektiren riskler türünde devasa bir devrimdir. TED و عندما يصيب ستكس نت احدى هذه هذه ثورة عظيمة في نوع الخطر الذي يجب ان نقلق بشأنه
    yeni bir çeşit tarım onların ikisinide nasıl getirebileceğimizi ve onları birlikte nasıl tutacağımızı çözmemiz lazım TED نحتاج إلى حل للجمع بين الجانبين في نوع جديد من الزراعة.
    Hatta kendisinin belirli bir tarza yönelmiş ve işiyle alakalı bazı fotoğrafları dahi görebiliyorsunuz. TED و بإمكانكم رؤية بعض الصور من خلال البطاقة الخاصة بزميله في العمل حيث أن لديه ذوق خاص في نوع معين من الصور.
    Bunlara rağmen, pek çok şey biliyoruz: Bu virüsün bir çeşit yarasa gibi hayatta kaldığını biliyoruz. TED و بغض النظر عن هذا، فنحن نعلم العديد من الأشياء: نعلم أن هذا الفيروس يعيش في نوع معين من الخفاش
    bir çok erkeğin cinsiyet hakkında aktif olarak düşünmemesi cinsiyet probleminin bir parçası. TED لأن العديد من الرجال لا يفكرون بجدية في نوع الجنس أو يلاحظونه هو جزء من مشكل نوع الجنس
    Ama sadece gazete köşelerinde karşınıza çıkan bir kişilik biçimi değil, aslında TED لكنها لا تنحصر في نوع شخصية تظهر فى مقالات النصائح.
    Ya kadınlar kendilerine sorulan sorulardaki basit bir farklılıktan dolayı erkeklerden daha az fon alıyorlarsa? TED ماذا لو أن النساء يحصلون على تمويل أقل من الرجال بسبب اختلاف بسيط في نوع الأسئلة التي تطرح عليهن؟
    Çocuklarımıza veya torunlarımıza bırakmak istediğimiz mirası düşündüğümüzde bir adalet mirası bırakmayı düşünmeliyiz. TED وعندما نفكر في نوع الميراث الذي نريد تركه لأبنائنا أو أحفادنا، فكروا في ترك إرثٍ من العدالة.
    Burdaki tasarımcılar sınırlandırılmış bir alanda uyumanın nasıl bir his olduğunu anlamaya çalışıyorlar. TED هؤلاء بعض المصممين الذين يحاولون فهم الإحساس الذي يصاحب النوم في نوع من المساحة الضيقة على متن طائرة.
    Tepkime sırasında elektrik akımı üreten özel bir tepkime odasında asetik asit denilen başka bir moleküle dönüştürülür. TED هناك يتم تحويله إلى عنصر آخر، يُسمّى: حمض الخليك، في نوع خاص من المفاعل يتم إنتاج تيار كهربائي أثناء عملية التفاعل.
    Bu merkezi laik bir ibadethane gibi düşünebilirsiniz. TED كما أنها تفكر في نوع من الكنيسة العلمانية.
    Öfke, hayal kırıklığı vardı ve bunların hepsi, hükûmetin haksız olduğunu düşündüğü bir figürü anmak için ortaya çıktı. TED كان هناك غضب وإحباط، ونتج كل هذا في نوع من إحياء ذكرى شخصية لأنهم يشعرون بأن الحكومة أخطأت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more