Rafa çabucak uyumuştu ama rüyasında garip hareketlerle kıpırdıyordu. | Open Subtitles | رافا ينام بعمق لكنه متوتر في نومه --عاصفة تبدو عليه الغرابة |
İnsanın rüyasında konuşması gibiymiş, yani bana öyle açıkladılar. | Open Subtitles | مثل شخص يتحدث في نومه كما شرحت سابقاً |
ınsanın rüyasında konuşması gibiymiş, yani bana öyle açıkladılar. | Open Subtitles | مثل شخص يتحدث في نومه كما شرحت سابقاً |
Tüm bunları uyurken söyledi. | Open Subtitles | ويغط في نومه من جديد |
- Her Ağustos'un sonunda Dawn Saakashvili'nin kocasını uyurken çivi tabancasıyla öldürdüğü gün kutlanır. | Open Subtitles | وفي نهاية كل أغسطس نحتفل باليوم الذي (دان ساكشفيل) أراحت زوجها في نومه |
Beni izledi, içti ve çok içtiği için uykusunda konuştu. | Open Subtitles | إنه يراقب ويشرب وعندما يشرب كثيراً يتكلم في نومه ، كسائر الرجال هل أتكلم أثناء نومي ؟ |
Beni izledi, içti ve çok içtiği için uykusunda konuştu. | Open Subtitles | إنه يراقب ويشرب وعندما يشرب كثيراً يتكلم في نومه ، كسائر الرجال هل أتكلم أثناء نومي ؟ |
rüyasında bile konuşuyor! | Open Subtitles | كان يتكلم في نومه |
Bir hafta oldu ve Ray artık rüyasında sana bağırmıyor. | Open Subtitles | مضى أسبوع لم يعد (راي) يصرخ عليك في نومه |
Kim Tarzan dün gece uyurken öldü mü diye bakmak ister? | Open Subtitles | مَن يود أن يتفقد حال (طرزان) ما إذا مات في نومه البارحة؟ |
uyurken ölmüşe benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنّه مات في نومه. |
Bileğinin etrafındaki ip gevşiyor ve uykusunda yürümeye başlıyor. | Open Subtitles | الحبل حول قدمه ينفتح بشكل غامض وهو يمشي في نومه. |
uykusunda gidip, bütün keçilerini sağıp sonra tekrar uykusuna dönen bir adam biliyordum. | Open Subtitles | أعرف رجل مرة نهض حلب كلّ عنزاته وبعد ذلك ذهب عائدا إلى سريره. كلّ ذلك كان في نومه |