"في وئام" - Translation from Arabic to Turkish

    • uyum içinde
        
    Birbirleriyle uyum içinde yaşamaları gerek. Open Subtitles مع بعضهم البعض و أن يعيشوا في وئام مع بعضهم البعض
    Tabi ki bakir topraklarda insanların penguenler ile müthiş bir uyum içinde yaşadıklarını düşünmüyordum. Open Subtitles بالطبع، لم أكن أتوقع هذه المناظر الطبيعية البكر والرجال الذين يعيشون في وئام هناء مع تلك البطاريق الرقيقة،
    Müslümanlar, Sırplar ve Hırvatlar uyum içinde yaşamaktaydılar. Open Subtitles المسلمون والصرب والكروات يعيشون معا في وئام.
    Bütün insanların fırsat eşitliğine sahip olduğu uyum içinde yaşadığı özgür, demokratik bir toplum idealine değer verdim. Open Subtitles يجب عليّ أن أحقق مجتمع ديمقراطي حر حيث يعيش جميع الأشخاص معًا في وئام مع تكافؤ الفرص
    Kadınlar gibi uyum içinde yaşayamamaları çok üzücü. Open Subtitles من المؤسف أنهم لا يستطيعون العيش في وئام كالنساء.
    Arap dostlarımızın Yahudi kardeşlerimizle uyum içinde yaşadığını göreceksin. Open Subtitles ستجد ان أصدقائك العرب يعيشون في وئام مع اخوتنا وأخواتنا اليهوديين
    Arap dostlarımızın Yahudi kardeşlerimizle uyum içinde yaşadığını göreceksin. Open Subtitles سوف تجد أصدقاءنا العرب يعيشون في وئام مع إخواننا وأخواتنا اليهود
    Fransızlar ve çingeneler mükemmel bir uyum içinde yaşarlar. Open Subtitles الشعب الفرنسي والغجر ويعيش في وئام تام.
    uyum içinde bölgelerimizi yönetme fırsatı. Open Subtitles فرصة بالنسبة لنا أن يحكم في وئام.
    Artık av ve avcı uyum içinde yaşıyor. Open Subtitles "الآن، أصبح المفترس والفريسة يعشان في وئام".
    Sürdürülebilir kalkınma hedefleri, ülkelerin dünyamızla uyum içinde, eko sistemleri yok etmeden, dünya ile uyum içinde, sürdürülebilir bir kalkınma ile yaşam sürmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. TED والغرض من أهداف التنمية المستدامة لمساعدة البلدان للعيش على نحو مستدام، في تناغم مع الأرض الأم، لا تأخذ من الأرض الأم وتدمير النظم الإيكولوجية، ولكن بدلا من ذلك، أن يعيش في وئام مع الأرض الأم، من قبل الذين يعيشون تحت التنمية المستدامة.
    Bunu yaptığında, ortakyaşam ile uyum içinde olacak. Open Subtitles (وأنت تفعل ذلك ستكون في وئام مع (سيمبيوتي
    Hepsi uyum içinde yaşadılar. Open Subtitles كلهم يعيشون في وئام.
    Okulun serserileriyle inekleri uyum içinde takılıyorlar. Open Subtitles مع بعضهم البعض في وئام
    Mükemmel bir uyum içinde şarkı söylüyorlar. Open Subtitles انهم يغنون في وئام تام
    # Faka bastım! ...uyum içinde göründü. Open Subtitles "زينغ" في وئام تام
    Günleri bu şekilde mükemmel uyum içinde geçiyor. Open Subtitles تحدث في وئام تام ...
    Herşey uyum içinde. Open Subtitles كل شيء في وئام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more