Varşova'da hayat, şu an için her zamanki gibi normal. | Open Subtitles | في الوقت الراهن , فان الحياة تستمر في وارسو بشكل طبيعي و كما كانت دائماً |
Adolf Hitler, iki ülke hala barış içindeyken Varşova'da ve tek başına mı? | Open Subtitles | أدولف هتلر في وارسو عندما كان البلدان لا يزالان يعيشا بسلام ؟ و كذلك فانه يظهر لوحده فقط ؟ |
Londra'da olmasına da gerek yok. Sizin için burada, Varşova'da bir şeyler ayarlayabilirim. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون ما تقدميه في لندن فربما يكون عندي شيء لكِ هنا في وارسو |
Adam, Varşova'daki gizli örgütlere iletilmek üzere talimatlar taşıyor. | Open Subtitles | الرجل يحمل أوامر مُوجهة الى قواتنا السرية الموجودة في وارسو |
Varşova'daki onca generalden sadece üçünün mazereti yoktu. | Open Subtitles | و من كل الجنرلات في وارسو ثلاثة فقط لم يكن لديهم ذريعة لليلة الجريمة |
Varşova'da fakat bazen şehir dışına çıkarız. | Open Subtitles | في وارسو لكننا الخروج من المدينة بين الحين والآخر. |
Ama burada Varşova'da üç tümen çürüyor, harabelerde saklanan birkaç bin suçlu Polonyalı ve Yahudi yüzünden. | Open Subtitles | بينما هنا في وارسو الثلاثة أقسام متعفنة بسبب وجود بضعة آلاف من مجرمين بولنديين و يهود يختبئون في الأحياء الفقيرة |
Kızımız Ulrike tesadüfen Varşova'da. | Open Subtitles | بالمصادفة ، اٍبنتنا أولريك موجودة هنا في وارسو |
Evet, Müfettiş. Varşova'da General Tanz'la beraberdim. | Open Subtitles | نعم أيها المفتش ، لقد كنت في وارسو مع جنرال تانز |
İki yıl önce Varşova'da sizi Maria Kupiecka cinayetiyle ilgili sorgulamak istemiştim, hatırladınız mı? | Open Subtitles | في وارسو ، منذ سنتين كنت أريد استجوابك في مقتل ماريا كوبييسكا ، هل تذكر ؟ |
12 Aralık 1942 gecesi, Varşova'da aynı adam başka bir hayat kadınını, Maria Kupiecka'yı öldürdü. | Open Subtitles | في ليل 12 ديسمبر 1942 في وارسو قتل نفس الرجل عاهرة أخرى ماريا كوبييسكا |
Gerçeğini bu yaz Varşova'da, Moskova'da ve Budapeşte'de yapacağız. | Open Subtitles | سنعمل شيء حقيقي هذا الصيف في وارسو وموسكو وبودابست. |
Tesia'nın son ziyaretinden sonra Varşova'da benim evimdeki durumlarla ilgili dedikodu yaptığı doğru mu? | Open Subtitles | هل صحيح أنه بعد زيارتها الأخيرة تيزيا بدأت بنقل الإشاعات في وارسو عن وجود أشباح في منزلنا؟ |
Gurur duydum, şu anda Varşova'da yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا مسرور، لكن في الوقت الحاضر، أنا أعيش في وارسو. |
Varşova'da, Polonya'nın başkentindeyiz. | Open Subtitles | نحن الآن في وارسو , عاصمة بولندا |
Savaş sırasında Varşova'daki Alman karargahı oradaydı. | Open Subtitles | أثناء الحرب كان المقر الألمانى الرئيسى في وارسو يقع هنا |
Savaştan önce yaptığım dağ gezintilerini savaş günlerinden ve Varşova'daki günlerimden daha fazla hatırlıyorum. | Open Subtitles | اتذكر جيدا رحلات الجبال قبل الحرب... أكثر من الحرب برمتها وكذلك تلك الايام في وارسو |
Varşova'daki Yahudi bölgesinden sorumlu kişiydi. | Open Subtitles | مفوض المنطقة اليهودية في وارسو |
Altmış üç ülkede şubeleri var ancak yasadışı işlemleri Varşova'daki mütevazı bir şube üzerinden yürütüyorlar. | Open Subtitles | لديهم أفرع بـ63 دلوة لكن عملياتهم الاجرامية تدار من خلال فرعٍ صغير غير متوقع في "وارسو" |
- Varşova'daki Monarch Douglas. | Open Subtitles | ما هو البنك؟ بنك العاهل دوغلاس في وارسو |
Ceza olarak, ailem beni Varşova'ya çalışmaya gönderdi. | Open Subtitles | كنوع من العقاب، قام والداي بإرسالي للعمل في وارسو |