"في وقتٍ لاحق" - Translation from Arabic to Turkish

    • Daha sonra
        
    • Başka bir zaman
        
    • Başka sefere artık
        
    • sonraları
        
    Dert değil. Daha sonra aldırırım. Open Subtitles لا تشغل بالك سأرسل أحداً لكي يحضرها في وقتٍ لاحق
    Neden Daha sonra barda buluşmuyoruz? Onun hakkında konuşuruz. Çok iyi. Open Subtitles لماذا لا نتقابل في وقتٍ لاحق في البار ، وسوف نتحدث عن الموضوع
    Polisin demek istediğini Daha sonra, ağabeyim anlattığında anladım. Open Subtitles .. ما عناه ذلك الشرطي علِمته في وقتٍ لاحق عندما أخبرني به أخي
    Başka bir zaman gelmek zorundasınız. Ya makina doğru söylüyorsa? Open Subtitles عليكم أن تأتوا في وقتٍ لاحق لكن ماذا لو الجهاز على حق
    Ha, bu arada, buluşmanızı böldüğüm için de kusura bakmayın. Başka sefere artık. Open Subtitles اوه آسف على المقاطعة , إفعلها في وقتٍ لاحق
    Daha sonraları, artmaya başlıyor ve birbirlerini izliyorlar. TED و بدءا فعلاً في تتبع بعضهما بعد ذلك في الارتفاع قليلاً في وقتٍ لاحق من العقد
    Ayrıntıları bana Daha sonra anlatırsın. Hoşça kal. Open Subtitles حسناً، يمكنك إخباري بالاتجاهات في وقتٍ لاحق إلى اللقاء
    Don bize Daha sonra katılır, olmaz mı? Open Subtitles هيا بنا يارفاق, سينضّم لنا دون في وقتٍ لاحق
    Bak, seninle Daha sonra takılırız. Open Subtitles انظري, نحن سيتوجب علينا أن نلتقي بك في وقتٍ لاحق
    Biraz dinlen. Daha sonra seni kontrole gelirim. Open Subtitles خـذي قسطاً من الراحة سأتحقق منكِ في وقتٍ لاحق
    Daha sonra halledebiliceğini söylediler. Open Subtitles لقد قالوا أن بإمكانكِ اختباره في وقتٍ لاحق.
    Daha sonra içindeki felsefe taşını yavaşça yutacağım. Open Subtitles سوف أمتص حجر الفلسفة الموجود بداخلك في وقتٍ لاحق
    Direkt emrin tanımını Daha sonra tartışacağız... Open Subtitles سوف نتحدّث عن تعريف الأمر المباشر في وقتٍ لاحق
    Pardon, misafir bekliyormuşsunuz. Daha sonra gelirim ben. Open Subtitles آسفٌ، أنتِ تتوقعين صحبة، يمكنني العودة في وقتٍ لاحق.
    Eğer hazırsan sana Daha sonra bir şey göstermek istiyorum. Open Subtitles إنظري أريدُ أن أريكـِ شيئاً ما في وقتٍ لاحق, إن كنتِ مستعدةً له
    Aramanız reddedildi. Lütfen Daha sonra tekrar deneyin. Open Subtitles .نعتذر. لقد تم رفض مُكالمتك .حاول مُجددًا في وقتٍ لاحق
    Umarım bu sohbetimizi Başka bir zaman devam ettirebiliriz. Open Subtitles أتمنى بأن نكمل هذه المحادثة . في وقتٍ لاحق
    Hayır, Başka bir zaman gelirim. Open Subtitles كلاّ، أنا لديّ عمل إضافي، لذا سآتي إليك في وقتٍ لاحق.
    Ona senin için büyük bir gece olduğunu söylemeye çalıştım Dean ve ...ona Başka bir zaman gelmesini söyledim ama bir iş olduğunu söylememi ve senin ne olduğunu anlayacağını söyledi. Open Subtitles حاولت إخباره بأهمية الليلة لك وطلبت منه العودة في وقتٍ لاحق لكنّه طلب مني أن أخبرك أن لديه مهمة وقال أنك ستفهم معنى هذا
    Ha, bu arada, buluşmanızı böldüğüm için de kusura bakmayın. Başka sefere artık. Open Subtitles اوه آسف على المقاطعة , إفعلها في وقتٍ لاحق
    Çok çok sonraları Alman filozof Arthur Schopenhauer cinsel arzulara dayanan aşkın, bedensel arzuları tatmin eden bir yanılgı olduğunu iddia eder. TED في وقتٍ لاحق من ذلك بكثير، الفيلسوف الألماني "أرثر شوبنهاور" أكدّ أن الحب يرتكزُ على الرغبة الجنسية وهو صورة خادعة للمتعة الحسيّة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more