"في يوم واحد" - Translation from Arabic to Turkish

• bir gün
• bir günde
• günde iki
• bir günlük

bir gün içinde bu kadar samimi olmamız ne ilginç.
الأمر غريب . غريب أننا أصبحنا أصدقاء في يوم واحد

bir gün o hayatın artık bana göre olmadığını anladım.
في يوم واحد أدركت لم يعد هذا ملكي بعد الآن.

bir gün içinde bankayı, evi hallederler, bir iş bulup düzen kurabilirler.
فقط في يوم واحد والحصول على حساب مصرفي وشقة ووظيفة وتعيين أنفسهم

- Bu tür organizasyonlar bir günde hazırlanmıyor. Kural kuraldır.
حدث كهذا لا يحدث في يوم واحد القوانين هي القوانين

Neşelen bebeğim, daha önce bir günde bu kadar para kazanamamışsındır. Çok hareketli.
اراهن انك لم تجني كل هذا المال في يوم واحد مسبقا حسنا, جيد

Aah. Uh, hayır, onlardan biri dikti. bir günde iki silahlı soygun?
لا , واحداً منهم فعل ذلك سرقتين مسلحتين في يوم واحد ؟

Masters'in devlete verdiği bir günlük zarar bile bundan daha fazla.
ماسترز يتفوق على الحكومة بهذا القدر من المال في يوم واحد

bir gün içinde bilinci açılır, üç günde ayağa kalkar, bir hafta yüzmesin.
سوف تكون واعية في يوم واحد وصعوداً لثلاثة أيام لا سباحة لمدة اسبوع

Bana sadece bir gün verseydin çok iyi bir şey hazırlayabilirdim.
يوم واحد , فقط في يوم واحد استطيع تنظيم كل ذلك

Neden mi? Çünkü bir gün içinde bir şey teslim etmek gerekiyor.
لماذا؟ لأنه يتوجب عليهم تقديم شيء في يوم واحد.

Başladığımdan beri, tek bir gün bile hoşlanmadım.
لم أتمتع أبداً في يوم واحد منذ أن بدأت بالعمل

Fakat bir gün, eğer kuşaklar atalarına benzerse, kim bilir?
ولكن ، إذا كان في يوم واحد ستتحول ذريتهم ، من يدري؟

Pilot, tasarımcı, her şey. Ve sonra bir gün gitti.
طيار و مصمم و كل شيء ثم اختفى في يوم واحد فقط

Milhouse'un bir gün içerisinde iki kez spagetti yemesi fikrinden hoşlanmıyorum.
لاأحب فكرة أن يأكل ملهاوس وجبتي مكرونة في يوم واحد

- bir gün içinde 2 tane özgür düşünce alarmı.
جرس الاستقلالية الفكرية ضرب مرتين في يوم واحد

Kahve için teşekkür ederim ve belki bir gün kolumu yine yakarsın.
شكرا لك على القهوة. ربما في يوم واحد سوف تعطيني ندبا مرة أخرى.

Eğer bir gün içinde gelmezsem, elimizde ne varsa ateşle ve buradan ayrıl.
إذا لم أكن في يوم واحد مرة أخرى, وإطلاق كل شيء كنت قد حصلت عليهم والخروج من هنا.

Hayır. bir gün gitti ve iletişim adresi bırakmadı.
لا, لقد جاءت ورحلت في يوم واحد بدون أن تعطينا العنوان

Denek bir maymuna bile, bir günde nasıl yönetmenlik yapılacağını öğretebilirsin.
يمكنك ان تعلّم قرداً عاطلاً ان يصبح مخرجاً في يوم واحد

bir günde 2 tanker batıyor. Bu bir rekor olmalı.
انفصال ناقلتين في يوم واحد يا له من رقم قياسي

O'Shea'nın çetesindeyken bazen günde iki oyun oynardık.
أحياناً كنا نخدع شخصين في يوم واحد حين كنت في عصابة أوشي

bir günlük yolculuk nekadar kısalabilirdi düşündüm
تساءلتُ.. كيف ستتدبر أمر الرحلة الطويلة في يوم واحد.