"فَقدَ" - Translation from Arabic to Turkish

• kaybetmiş
• kaybettim
• kayıp
• kaybetmişti
• kendini iyice

Yaşayan en yakın akrabaları, evrim sürecinde kabuklarını kaybetmiş olan mürekkep balığı ve ahtapottur.
هو أقرباءُ حيُّ أقربُ سمكَ صبّار وأخطبوطَ الذي، على الوقتِ التطوّريِ، لَهُ كلاهما فَقدَ قذائفَهم

O yüzden bize katılamadı. Galiba Te Efendi bir şey kaybetmiş.
سَمعتُ السّيرَ تي فَقدَ شيءاً.

Bilmiyorum.Aşağı indim, Biraz barbut oynadım,ve para kaybettim.
أنا لا أَعْرفُ. نَزلتُ، لَعبتُ بَعْض الفضلاتِ، فَقدَ بَعْض المالِ.

Krallık, saldırı için orduyu topluyor, ben ise Khan'ı kaybettim!
وجود المملكةِ غَزتْ، الجيش أَوْشَكَ أَنْ يَزْحفَ، وl've فَقدَ خان!

Uçmayı öğrenemeyen kayıp bir kuş.
أي فَقدَ طيراً الذي مَا تَعلّمَ الطَيَرَاْن.

Annesini kaybetmişti, intikam almak istiyordu.
فَقدَ أمَّه. الإنتقام المطلوب. لَرُبَّمَا.

Bir keresinde iki kolunu ve bir gözünü kaybetmiş bir bunakla çıktım yolculuğa. Adı neydi?
أبحرتُ عندما مَع a رجل الذي فَقدَ كلتا مِنْ ذراعيهِ وجزءِ عينِه.

Sam! Darren Kandahar'da görevdeyken, en yakın arkadaşlarını kaybetmiş.
فَقدَ سام ودارن له الثلاثة الأقرب أصدقاء في a دورية قُرْب قندهار.

- Dizinin üzerinden kaybetmiş efendim.
أَعتقدُ بأنّه فَقدَ مِنْ فوق الركبةِ.

Hayır, o yolunu kaybetmiş bir idealistti.
لا، هو مثالي الذي فَقدَ طريقَه.

Paul McCartney çok küçükken annesini kaybetmiş.
بول ماكارتني ) فَقدَ أمّه ) عندما كان صغيراً

Herşeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları birarada tutmaktan başka çaresi olmayan oğullarının hikayesi.
الآنقصّةaعائلةغنية الذي فَقدَ كُلّ شيءَ... والإبنالواحد الذي ما كَانَ عِنْدَهُ إختيارُ... لكنلإبْقائهمسويةً.

Ve milyonlar kaybettim, kaybetmeye de devam edeceğim.
هناك صباحاً فَقدَ مليون، عضو مجلس الشيوخ... بروستر، وأنا سَأَستمرُّ بفَقْدهم فقط...

# Çünkü senin gibi birini kaybettim #
# سبب l فَقدَ شخص ما مثلك تماماً

Karımı, çocuğumu ve işimi kaybettim.
نعم، فَقدَ زوجتَي، فَقدَ طفلَي... ... فَقدَشغلُgoddamnي. هَلْ ذلك الكافيِ القاسيِ؟

"Sallayalım Kafamızı 222"de ...kayıp kuşağın müziğini ve kaygılı sözlerini dinliyoruz.
في "يَهْزُّ وجوهَنا مِنْ 222 " نَستمعُ إلى الموسيقى وقلق مشوب بالذنب غنائي a فَقدَ جيلاً.

# Kalbim dolmuş kayıp ve unutulmuş hatıralarla... #
فَقدَ ونَسى تَمْلأُ الذكريات قلبُي

# Kalbim dolmuş kayıp ve unutulmuş hatıralarla... #
فَقدَ ونَسى الذكريات إملأْ قلبَي

Kötü vakit geçirmişti ve restoran da bir yıldız kaybetmişti.
كَانَ عِنْدَهُ a وقت بائس والمطعم فَقدَ a نجم.

Çok fazla kan kaybetmişti.
فَقدَ كثيراً دمّ.

Annie kemirgenini kaybetmişti, değil mi?
فَقدَ آني جربوعها، حقّ؟

Şimdi, kendini iyice şaşırmış bey, içkini de ısmarladın.
الآن، فَقدَ عطلة نهاية إسبوعَ صغرى , طَلبتَ شرابَكَ.