Hayır efendim, tek istediğim ona ikinci bir şans vermeniz. | Open Subtitles | كلا سيدي، كُل ما أطلبُه أن تُعطيهِ فُرصةً ثانية |
Şimdi el ele tutuşup atlamadan önce... başka bir şans istiyorum. | Open Subtitles | قبلَ أن نُشابكَ أيدينا الآن و نقفِز أُريدُ فُرصةً أُخرى انتظِر، انتظِر |
Bu Preston'un anne ve babasına olayı kapatmak için bir şans verir. | Open Subtitles | سيُتِحُ هذا لوالديّ بريستون فُرصةً لنيلِ نِهايَة للأَمر |
Bana gelince, kendime hiç şans verdiğimi düşünmüyorum. | Open Subtitles | ... أما بالنسبة لي ، فلا أظن أني منحتُ نفسي فُرصةً أبداً |
Sanki hayat bana ikinci bir şans vermiş gibi. | Open Subtitles | وكأن الحياة أعطتني فُرصةً أخرى |
Bana bu yüzden ikinci bir şans verildi! | Open Subtitles | لهذا تَمَ منحي فُرصةً ثانية |
Ama sana bir şans vereceğim. | Open Subtitles | لكني ساُعطيكَ فُرصةً واحدة |
Sadece bir şans daha istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ فحسب فُرصةً أُخرى. |
Hepimiz için ikinci bir şans. | Open Subtitles | فُرصةً ثانية، لنا جميعًا |