Bangladeş'te tanışıp bir birimize aşık olduk. | Open Subtitles | لقد قابلته فى " بنجلادش " ووقعنا فى حب بعضنا البعض |
Bangladeş'te tanışıp bir birimize aşık olduk. | Open Subtitles | لقد قابلته فى " بنجلادش " ووقعنا فى حب بعضنا البعض |
Doğru, ama onunla son konuştuğum da Monako'da tanıştığı bir kont ile Fransız Rivierası'ndan yeni dönüyordu. | Open Subtitles | صحيح, لكن اخر مرة تحدثت اليها كانت قد عادت لتوها من الريفيرا الفرنسية بصحبة كونت قابلته فى موناكو |
Bence Katie, Florida'da tanıştığı adamla ilgili yalan söylüyor. | Open Subtitles | أعتقد أن (كيتى) تكذب حول الرجل الذى قابلته فى (فلوريدا) |
Kocam hayatımda Tanıdığım en zeki adamdır. | Open Subtitles | ان زوجى هو اذكى والمع رجل قابلته فى حياتى |
- Ta ki bir hafta sonra kafayı kaçırıp Chipotle'da tanıştığı bir adam için beni terk edene kadar. | Open Subtitles | اصبحت مجنونة و هجرتنى من اجل (فتى قابلته فى مطعم (شبوتل |
Raymond Shaw bugüne kadar Tanıdığım en kibar, cesur, cana yakın ve en harika insandır. | Open Subtitles | ريموند شو أطيب وأشجع وأروع إنسان قابلته فى حياتى .. |
Hayatımda Tanıdığım en cesur adamın kızının... elini sıkmama izin verin. | Open Subtitles | يطلب تصريح لمصافحه أبنه أشجع رجل قابلته فى حياتى |
Bu saçmalık-- sen Tanıdığım en zeki adamsın. | Open Subtitles | هذا جنون. أنت تقريباً أذكى رجل قابلته فى حياتى |
Çöplükte tanıştığı bir yabancı tarafından becerildi. | Open Subtitles | أخفقت مع شخص غريب قابلته فى الخرابة. |