Benim bahsettiğim "Shaw", Auriol'da seninle tanıştığını sanıyor. | Open Subtitles | ذلك المدعو (شو) يعتقد أنه قابلك في (أوريول) |
Benim bahsettiğim "Shaw", Auriol'da seninle tanıştığını sanıyor. | Open Subtitles | ذلك المدعو (شو) يعتقد أنه قابلك في (أوريول) |
Hayır. Hiç sizinle herhangi bir yerde buluştu mu? | Open Subtitles | -لا هل قابلك في أي زمان ومكان؟ |
Babam ölmeden önce seninle buluştu en son. | Open Subtitles | والدي قابلك قبل وفاته مباشرة |
Seninle benden birkaç saat önce tanıştı. Aynı şeyi yapardı. | Open Subtitles | لقد قابلك قبلي بساعات قليلة فقط , وكان سيفعل نفس الشيء |
Bütün bildiğim... benim Red'im seninle tanışana kadar içki içmezdi. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه لم يبدا بالشرب الا حينما قابلك |
Nikodim Fomiç, sizinle dün gece geç saatlerde at arabasının altında kalan adamın evinde karşılaşmış. | Open Subtitles | هل قابلك نيكوديم فومتش, أمس؟ في منزل رجل داسته عربة |
Shanks seninle bir partide tanıştığını söyledi. | Open Subtitles | أجل، ولكن (شانكس) قال أنه قابلك في الحفلة |
- Seninle tanıştığını hatırlamaz bile. - Karını hoşnut etmek isterken çıldıracaksın. | Open Subtitles | -لن يتذكر بأنه قد قابلك |
Chuck'a seninle Butter'da tanıştığını söylemiş ama ben o gece Butter'ın kapalı olduğunu biliyorum çünkü barmenini Nelly Yuki SAT sabotaj partisinde kullandım. | Open Subtitles | ... " أخبـر ( تشاك ) أنـه قابلك في " باتـر لكننـي أعلم حقيقـة أن " باتـر " كانت مغلقـة تلك الليلـة ... لأننـي استخدمت ساقيهـم |
Gösterinden sonra Jack seninle orada buluştu. | Open Subtitles | (جاك) قابلك هناك بعد حفلته . |
Seninle tanıştı ve bana bowling salonunda çalışabilmek için yalvardı. | Open Subtitles | قابلك وتوسّلني أن أسمح له بالعمل بصالة البولينغ. |
Şimdi Donnie de seninle tanıştı. Demek istediğim, senin Vicked'in bir parçası olduğuna asla inanmayacak. | Open Subtitles | (دوني) قابلك الآن, لن يصدق الآن أنك كنت ستأخذ دوراً في "ويكيد" |
FBI'da sizinle tanışana kadar. | Open Subtitles | ليس حتى قابلك في مكتب التحقيقات الفدرالي. |
Aynı senin gibi zavallıydım, ta ki Seyit'le tanışana kadar. | Open Subtitles | كنت مثيرة للشقفة مثلك حتى قابلك سيد |
Ji Hoo, o aptal. Eğer Seo Hyun'dan önce seninle karşılaşmış olsaydı, kesinlikle seni severdi. | Open Subtitles | لو قابلك جي هو اولا، عوضاً عن سيوهيون، لحتما سيفضلك عليها. |
İyi ki ilk seninle karşılaşmış. | Open Subtitles | أنا مسرور أنه قابلك أنت أولا |