Bu yazıda sürekli yüksek duvarlı bir şehirden, orada yaşayanların ayrıcalıklı olduklarından, bu şehrin dışında kalan yerlerin çorak topraklar olduğundan bahsediliyor. | Open Subtitles | والأمر كله يدور حول مدينة محصنة يعيش بداخلها نخبة مميزة وكل ما يحيط بها أراضٍ قاحلة والصفحات القليلة الأخيرة |
Dünya, çorak bir kaya yığınından bildiğimiz hâline dört buçuk milyar yılda geldi. | Open Subtitles | استغرق الأمر 4.5 مليون عاماً لتحويل الأرض من صخرة قاحلة إلى العالم الذي نعرفه اليوم. |
Gobi Çölü'nün en batı sınırında yer alan çorak bir bölge. | Open Subtitles | أرض قاحلة ا في حافة أقصى الغرب صحراء الغوبي العظيمة. |
Dünya'nın kısır bir kayadan bugünkü hâline gelmesi 4.5 milyar yıl sürdü. | Open Subtitles | استغرق الأمر 4.5 بليون عام لتحويل الأرض من صخرة قاحلة إلى العالم الذي نراه اليوم. |
kıraç görünümlü sanki hayatın korkutucu ve kasvetli uçurumuyla çevrilmiş bir ada gördüler. | Open Subtitles | رأوا أرض قاحلة ممتدة مثل أسوار الحياة ملامح جرف فظيع ومنحدر قاتم |
Sahel bölgesi Sahra Çölü'nün güneyinde kalan yarı kurak alan. Batıda Atlantik'ten, doğuda Kızıldeniz'e uzanıyor. | TED | منطقة الساحل هي منطقة شبه قاحلة جنوب الصحراء الكبرى تمتد من المحيط الأطلسي في الغرب إلى البحر الأحمر في الشرق |
Bütün gezegen çoraktı. | Open Subtitles | والكوكب كله أرض قاحلة |
İlk bakışta bu dağlar çorak ve yaşamdan yoksun gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | للوهلة الأولى ، تبدو هذه الجبال قاحلة وخالية من الحياة |
Ama, ola ki oldu, bu durumda yıldızımızın son ölüm acılarına tanıklık edecek kavrulmuş ve çorak bir avuç kayadan başka bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | لكن، إن بقيَ منه شيء فلن يكون اكثر من صخور قاحلة محترقة لتشهد على آلام احتضار شمسنا |
Tam olgunlaşmış vampirler için çorak yerlerde, mezarlıklarda endüstriyel boş arazilerde başıboş gezmek çok olağandır. | Open Subtitles | حسنـًا، إنّه أمر مشترك لمصاصيّ الدماء ، أن يهيموا في أماكن قاحلة ، كما تعلمين، المقابر الأماكن الصناعية المقفرة |
Bir ay önce buranın çorak ve beyaz bir çöl olduğu kolayca aklınızdan çıkıyor. | Open Subtitles | يسهل نسيان أنه قبل شهر مضى، كانت هذه الأرض صحراء قاحلة بيضاء |
Onların yerini çıplak, kırmızı topraklar ve bu çorak koşullarda yetişen bir ağaç aldı. | Open Subtitles | تم إستبدالها بأرض قاحلة حمراء و الشجرة الوحيدة التي إزدهرت في هذه الظروف المجدبة الجديدة |
Toprak çorak ve her yerde açlıktan ölenlerin cesetleri var. | Open Subtitles | الأرض قاحلة وجثث أولئك الّذين جوّعوا في كل مكان. |
Eğer öfke ve intikam ateşi, okyanusu bile çorak bir çöle dönüştürüyorsa o zaman gerçek aşkın ateşi de burada çiçeklerin açmasını sağlar. | Open Subtitles | اذا استطاع الغضب والانتقام ان يحول المحيط الى ارض قاحلة فالحب يستطيع ان يزهر هذه الارض |
İç kısımlara doğru 350 km giderek Mono Gölü adlı kısır ve tuzlu bir lagüne ulaşırlar. | Open Subtitles | يتوجهون لمسافة 200 ميل نحو الداخل إلى بحيرة مالحة و قاحلة المعروفة باسم بحيرة مونو. |
kıraç ve rüzgârlı sahiller, kıraç ve rüzgârlı dağlar, kıraç ve rüzgârlı- | Open Subtitles | شواطئ قاحلة ومجتاحة بالرياح، جبال قاحلة ومجتاحة بالرياح |
Buraların dört yıl önce kurak bir çöl olduğuna inanabiliyormusunuz,? | Open Subtitles | هل تصدقين أنه منذ 4 سنوات فقط كان كل هذا صحراء قاحلة |
Ulaşılan topraklar çoraktı. Her yer kayalıktı. | Open Subtitles | فالأرض كانت قاحلة وصخريّة |
Yapmaya çalıştığımız, çöl dahil dünyanın her yerinde yaşayabilecek tek bir tür meydana getirmek. | TED | ما نحاول فعله هو الإتيان بنوع وحيد بإمكانه البقاء في أي مكان في العالم، حيث توجد صحراء قاحلة. |
Kate Austen, uçak kazasında sağ kalan ve ıssız bir adada açlıktan ölmek üzere olan beş kişinin hayatını kurtarmış dünyaca ünlü bir kahramandır. | Open Subtitles | كيت اوستن بطلة عالمية أنقذت حياة 5 أشخاص بعد حادث تحطم طائرتهم وكادت أن تموت من الجوع على جزيرة قاحلة |
O zaman eve döndüğünüzde, eğer boş bir alan görürseniz, onun potansiyel olarak bir orman olabileceğini hatırlayın. | TED | الآن عندما تعود إلى المنزل إذا رأيت قطعة أرض قاحلة تذكر أن بالإمكان تحويلها إلى غابة |
Kadınlarla konuşur ve onlara toprağın neden verimsiz olduğunu açıklar ağaçları kesip satmışlardır. | TED | وتحدثت مع النساء، لتشرح لهن بأن الأرض قاحلة لأنهم قطعوا الأشجار وباعوها |
Bazı çöller öyle çoraktır ki bitki örtüsünden tümüyle yoksun görünürler. | Open Subtitles | بعضُ الصحاري قاحلة جداً بحيث تبدو خاليةً تماماً من .أيّ غِطاءٍ نباتي |
Yaprakların yok olmasıyla bölge de çoraklaşır ve hayvanlar için çok az besin kalır. | Open Subtitles | لذا فالأرض تصبح قاحلة إلا من القليل لكي يأكل الحيوانات. |