"قارئ" - Translation from Arabic to Turkish

• okuyucusu
• okuyan
• okumaya
• okuyucusun
• okuma
• okuyor
• medyum
• okuduğunu
• okuyucuyum
• okuyucusunuz
• falcı
• okudun
• falcıya
• okuyucunun
• okuyucuyla

Burada kimseye karşı üstün gelmeyi kasdetmiyorum, Fakat bizler gittik ve bir e-kitap okuyucusu olmak için bu şeylerin birisini kullandık.
و لا أنوي هنا أن أفسد الأمر و لكن جعلنا من واحدة من هذه الأشياء قارئ كتب الكترونية

Dünyanın en çok okuyan adamı sayılmam, o yüzden isminin tanıdık gelmemesi normal.
أنا لست أكبر قارئ على ظهر الأرض، وليس من المفاجيء أنني لم أتعرف اسمك.

Bunun doğru olmadığını anlamak için akıl okumaya gerek yok.
يمكن أن أكون نصف كنغر , لا أهتم لذلك لا يتطلب قارئ للعقل لمعرفة بأن هذا ليس صحيحاً

Yaşayan en hızlı insana göre en yavaş okuyucusun.
حسنًا، أتعلم، بالنسبة لأسرع رجل في الوجود أنت أبطئ قارئ على الإطلاق

Dudak okuma uzmanı görüntüleri analiz etti. Suçlayıcı bir şey yok, sadece ufak tefek şakalaşıyorlar.
قارئ الشفاه حلل النمط لا شيء مميز فقط سخريات

Aklımı okuyor olmalısın. Ben de seni çağıracaktım.
لابد انك قارئ عقول كنت على وشك استدعائك

... ...Bir nevi gay medyum falan mısın?" ♪ Bugün birileri gerçekten çok tatlı ♪ ♪ Bugün birileri gerçekten çok tatlı ♪
قارئ افكار شاذ من نوع ما ♪ شخص ما جميل جداً اليوم ♪

Akıl okuduğunu söylüyorsun.
إذاً , أتقول بأنكَ قارئ أفكار

Eski kafalı diyebilirsin, ama ben bir okuyucuyum.
، قل عني بأني قديم لكني قارئ

İyi bir okuyucusunuz, öyle mi Şerif?
قارئ كبير، ألست كذلك أيها المأمور؟

Nasty'yi geçici de olsa durdurmak içinse, büyük hayalgücü okuyucusu olağanüstü cesur özel bir genç adam gerekecektir.
لإيقاْف المستويِ الشرّيرِ بشكل مؤقت، يَتطلّبُ إنسان شاب خاصّ قارئ نهم ذو خيالِ عظيمِ وشجاعة إستثنائية

Mobil ağı tamamlandı. Plaka okuyucusu görüş alanındaki her arabayı tarayacak.
قارئ اللّوحات سيمسح أيّ لوحةٍ يجدها في طريقه.

Gri minibüsün plakasını işaretledim plak okuyucusu bir daha karşılaşırsa derhal bana haber verecek.
لقد علّمتُ لوحةَ الشّاحنة الرماديّة، لذا فسوف يُنذرنا قارئ اللّوحِ حينما تظهر مُجدّدًا مباشرةً.

Aora'sını okuyan biri kızın bir başkasıyla ilişkide olğuna ikna etmiş.
لأن قارئ الطالع أقنعه أنها كانت ترى رجل آخر

okuyan ve düşünen bir adam.
وكون والدي قارئ ترتيلات رجل مفكر , جندي حراسة

Duygu okuyan cihaz hakkında.
عن أمر قارئ المشاعر سيرسلوا نسخة تجريبية

Ben, klasik düzyazıları okumaya doyamayan biri istekli bir yazar ve "Her radyo kanalı en azından saatte bir kere Frank Sinatra'nın 'My One and Only Love' şarkısını çalsa dünya daha iyi bir yer olurdu" diyen biriyim.
أنا قارئ نهم من النثر الكلاسيكي... ... روائي يطمح... ...أشعربأن العالم سيكون مكانا أفضل...

Gaz metresini okumaya gelen görevli mesela.
قارئ عدادكِ رجل مخصي

Bir dahi olmanın yanı sıra bir de zihin okuyucusun.
أنت لست عبقرى فقط أنت قارئ أفكار

Dyson, gerçekten gücüm azalıyor, özellikle şu anda doğru akıl okuma oyunları oynayamam..
دايسون, في الواقع ليس لدي الطاقه الكافية لي ...... لألعب معك قارئ الأفكار الان

Akıl okuyucu; akılcı; zihin okuyor.
قارئ أفكار. وسيط روحي. يقرأ العقول.

- Sen medyum musun? - Hayır.
-هل أنت قارئ أفكار أو ما شابه؟

Kitap okuduğunu hiç düşünmezdim.
لم أتوقع أبدا أنك قارئ كتب

Hey, ben zihin okuyucuyum, tamam mı?
مهلا، أنا قارئ أفكار، إتفقنا؟

İyi bir okuyucusunuz.
(أنت قارئ مطلع يا سيد (أنتوني

sadece seni seven şu anda yardım edebilir, falcı.
فقط حبيبك يمكن أن يساعدك الآن قارئ النخلة

- Aklımı okudun resmen. Okumadım, efendim.
انك قارئ الأفكار - لستُ قارئ للأفكار يا سيدي -

Bay Park. Biliyor musunuz? Bu yılın başlarında bir falcıya gittim.
سّيد بارك أتعرف، ذهبت إلى قارئ بخت في وقت مبكّر من هذه السنة

12 milyon okuyucunun mu?
ل 12 مليون قارئ

Bu Cane'in hikayesi... ve her okuyucuyla daha da yayılacak.
أنها قصة كان... وهو سَيَنْشرُ مَع كُلّ قارئ جديد.