teknen senin tüm dünyan ve ayrılırken yanına aldığıkların sahip olduğun her şeydir. | TED | قاربك هو عالمك، وكل ما تأخده معك عندما تغادر هو كل ما لديك. |
Seni rahatlamış gördüğüm tek yer teknen. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أراك فيه مرتاحاً هو في قاربك |
Bugün birileri geldi. tekneni kiralamak istediler. | Open Subtitles | كان هناك بعض الناس هنا اليوم، كانوا يريدون استئجار قاربك |
Bana tekneni satmaya karar ver... bir şeyler, yapalım. | Open Subtitles | يبدأون بصنع الهيكل0 إذاقررت بيعى قاربك. فسيكون بيننا عمل |
Yapacağın en iyi şey teknene hemen binip buradan açılmak. | Open Subtitles | وأفضل رهان لك أن تعود إلى قاربك وترحل من هنا |
- Bu hurda yığını senin botun mu? - Daha iyisi var mı? | Open Subtitles | تلك الكومة من الزبالة هى قاربك هل لديكى واحد افضل؟ |
Ama eğer içki kullanıyorsan 4 Temmuz'daki Teknenin başında olamazsın. | Open Subtitles | أعني أذأ كنت تشرب لا يمكنك قيادة قاربك في يوم 4 من يوليو |
Bir gün tekne ile açılmışken, zombi bir balık tarafından saldırıya uğrarsın. | Open Subtitles | يوماً ما ستكونى بالخارج فى قاربك وتهاجمى بواسطة سمك الزومبى |
Polisin dairende ya da o küçük teknende ne bulabileceğini kim bilebilir ki? | Open Subtitles | من يدري ما قد تجده الشرطة في شقّتك أو في قاربك الصغير ذاك |
Biliyor musun, teknen ilk defa o kadar da ürkütücü görünmüyor. | Open Subtitles | أوَتعلم، للمرّة الأولى لا يبدو قاربك مخيفاً، كما كان منذ... الأزل. |
Tamam, teknen hazır. Deposu da dolu. | Open Subtitles | حسنا, قاربك جاهز للإنطلاق تقريبا لقد ملئ بالوقود أيضا |
Tabi, olur, hoparlörü açarım. teknen bende. | Open Subtitles | أجل, بالتأكيد يمكنني وضع المكبر لدي قاربك |
Pekala, tekneni takımımla getirdim. | Open Subtitles | حسناً، أنا أخرجت قاربك إلى الخارج مع فريقي |
Karanlık olana kadar tekneni tamir ettirip gitmeye hazır edebilirim. | Open Subtitles | أستطيع إصلاح قاربك وإعداده للسفر بحلول الظلام. |
Komisyon, yat yarışı için tekneni kaldırtmamı istedi. | Open Subtitles | المجلس طلب مني أن أسألك ان كنت ستقوم بإبعاد قاربك من اجل سباق القوارب |
Radha senin çürük Botuna binmeyecek. - senin teknene mi binecek? | Open Subtitles | رادها لن تجلس فى قاربك المتعفن إذن هل ستجلس فى حوضك ؟ |
botun hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | احرف جر حَسناً, أنت يُمْكِنُك ان تتحدّثْي عن قاربك |
Teknenin bir yanında atıyorsunuz ve aslında hiç ıslanmadan suya dalıyorsunuz. | TED | ترميه جانب قاربك وتغوص دون أن تبتل |
O zaman Alaska'ya yapacağın büyük tekne yolculuğuna çıkamazsın. | Open Subtitles | وحينئذٍ لن تستطع السفر في قاربك إلى ألاسكا |
Bir balıkçı teknende kimse olmadığını ihbar etmiş. | Open Subtitles | بلغ صيادي السمك بأن قاربك فارغًا |
Şehrin her yerinde seni arıyoruz. gemin sabah geldi. | Open Subtitles | ولكننا كنا نبحث عنك فى ارجاء المدينة لقد وصل قاربك هذا الصباح |
Sanırım botunu parçalayıp, çıra niyetine kullanacağım. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأقطّع قاربك وأستخدمه كحطب. |
Peki öncelik yatına yoksa aşkına mı... | Open Subtitles | سواء كان هذا حبك .... الاول او قاربك الاول |
Şimdi Gemini getireceğiz, onu küvette yüzdürürsün, ve bana büyüyüp donanmaya girdiğinde gideceğin yerleri anlatırsın. | Open Subtitles | سنحضر قاربك لتبحر به في حوض الإستحمام و تخبرني بكل الأماكن التي ستذهب إليها عندما تكبر و تنضم للبحرية |
Yani bu sabah evden kendi teknenle ayrıldın. | Open Subtitles | إذًا أخذت قاربك الخاص عائدًا إلى المنزل هذا الصباح |
Tekneniz üzerinde çalışıyorum. Boş olduğunda benimkini alırsınız. | Open Subtitles | لاأستطيع القيام بذلك 00أنا أعمل على صنع قاربك |
Kusura bakmayın küçük bir hata oldu. Buyurun Teknenizi geri getirdik. | Open Subtitles | القليل من الخطاء , آسف ها نحن سوف نعود الى قاربك |