| Üzerine alınma. - Seni sinemada ilk gördüğümde daha önceden tanışıyormuşuz gibi bir hisse kapıldım. | Open Subtitles | راودني شعور عندما رأيتك لأول مرة في قاعة السينما أننا أجتمعنا من قبل |
| Görünüşe göre, kendi pornosunu yapmış Ve bir sinemada göstermiş. | Open Subtitles | يبدو أنها صنعت فيلما إباحيا عن نفسها و عرضته في قاعة السينما |
| Eğer sinemada iki kol dayama yerini de kullanırsan ben de uyarırım tabii. | Open Subtitles | عندما تأخذين مسندين الذراع فى قاعة السينما فيجب ان اقول شيىء |
| sinemaya likör getirmemen gerekir. | Open Subtitles | ان من المفروض عليك ان لاتحظر شرابا كحوليا بداخل قاعة السينما |
| Fakat ilk defa olarak arkadaşlarımla bir sinemaya gitmiştim. | Open Subtitles | لكن ، للمرة الأولى ذهبت مع أصدقائي إلى قاعة السينما |
| En son, Connover'ın evinin köşesindeki sinemadan... çıkarken görmüşler onu. | Open Subtitles | آخر مَرّة أي واحد رآها، عندما كَانتْ تَتْرك قاعة السينما حول الزاوية بالقرب من منزل كونفر |
| Arkadaşlarınla sinemada falan olman gerekiyor. | Open Subtitles | كان ينبغي أن تكوني مع أصدقائكِ أو في قاعة السينما. |
| Seni ne zaman sinemada görsem gözlerin yerden kalkmıyordu. | Open Subtitles | ،أتعلم في كُل مرة أراك في قاعة السينما .عينيك تنظر إلى الأرض |
| Ama bu benim sinemada yalnız geçirdiğim 17. noelim. | Open Subtitles | هذا عيد الميلاد السابع عشر الذي أقضيه وحيدا في قاعة السينما هذه عائلتي |
| Kız arkadaş manasında kız arkadaş mı yoksa sinemada bir kutu patlamış mısırı paylaşan belli yaşa gelmiş bayanlar manasında mı? | Open Subtitles | أو كسيدتان فى عمر معيّن فى قاعة السينما يتقاسمان الفشار؟ |
| Dün akşam sinemada yere düşürmüştüm. | Open Subtitles | أسقطتُه في قاعة السينما ليلة أمس. |
| Görünüşe göre Misato o gece sinemada bir arkadaşını gördüğünü hatırlamış. | Open Subtitles | يبدو أن (ميساتو) تذكرت للتو رؤية صديقة لها في قاعة السينما |
| Film afişleriyse duvarda, lobideki duvarda sinemadaki lobide o sinemada ışıklı panoda Gümüş Çığlık yazacak. | Open Subtitles | الجدار في البهو ، بهو قاعة السينما قاعة مع خيمة "الصرخة الفضية" |
| Görmeyi çok istediğim bir sanat filmi sinemaya gelmiş. | Open Subtitles | هُناك فيلم في قاعة السينما منزل الفن و متشوقة لمشاهدته |
| Bu yüzden seni aramak için... sinemaya gittim. | Open Subtitles | لهذا السبب ذهبت... ذهبت أبحث عنكِ في قاعة السينما |
| - sinemaya. | Open Subtitles | -... إلى قاعة السينما. |
| sinemadan sen ne zaman çıkmıştın?" diye sorduğunda... | Open Subtitles | "في أي وقت تُغادر قاعة السينما ؟ " |
| - Sinemayı da mı satacaksın? | Open Subtitles | -هل ستبيعي قاعة السينما أيضاً ؟ |
| sinemanın tuvaletinde düşerseniz ve kafanızı lavaboya çarparsanız... bedava patlamış mısır. | Open Subtitles | تَنزلقُ في حمّام قاعة السينما ...وتَضرِب رأسكَ على المغسلةِ فشار مَجّاني |
| Yüzün film afişlerinde olacak film afişleriyse duvarda, lobideki duvarda sinemadaki lobide sinemadaki ışıklı panoda. | Open Subtitles | سيكون وجهك على ملصق الفيلم الملصق على الجدار ، الجدار في البهو بهو قاعة السينما |
| Biliyor musun, her cumartesi öğleden sonrası babamla beraber üniformalarımızla caddeyi yürüyüp küçük sinema salonuna giderdik. | Open Subtitles | كنا نمشي بزينا الرسمي في الشوارع إلى قاعة السينما الصغيرة |