| Herkesin öfkeli olduğunu biliyorum ama mahkeme salonumda hiçbir saçmalığa müsamaha göstermeyeceğimi önden söyleyeyim. | Open Subtitles | والآن أعلم بأن المزاج كان يتزايد لكنني أخبركم الآن بأنني لن أتساهل مع أي تفاهة في قاعتي |
| Üç hafta sonra kendi salonumda özel bir sınav düzenleyeceğim. | Open Subtitles | ...خلال ثلاثة أسابيع سأقيم إختباراً خاصاً في قاعتي |
| Benim salonumda ziyafet mi çekmek istiyorsun? | Open Subtitles | تريد أن تأكل في قاعتي. |
| Metal kafatasın büyük salonumun duvarını süsleyecek. | Open Subtitles | جمجمتك المعدنية ستزين قاعتي الكبرى. |
| Haber vermeden salonumun dışına dev bir kütük diktiler Rheda! | Open Subtitles | ويضعون سجلا عملاقا امام قاعتي |
| Şey, eğer Harris ücretleri düşürseydi, yargılama benim mahkemem de olurdu. | Open Subtitles | لو لم يسقط "هاريس" التهمة عنك، لدارت محاكمتك في قاعتي. |
| Pekala dedektifler, mahkememde olan olaylar konusunda bilgilendirilmemek beni pek mutlu etmiyor. | Open Subtitles | حسناً أيها المحققون ، انا لست سعيداً بإبقائي في الظلام بخصوص مسائل نحدث في داخل قاعتي |
| Benim salonumda mı ziyafet yapmak istiyorsun? | Open Subtitles | تريد أن تأكل في قاعتي. |
| - Nasılını bilmiyorum... Benim mahkeme salonumda şarkı söyleyemezsiniz bayım. | Open Subtitles | لا تغني في قاعتي يا سيد |
| Bayan Vidal, bu sorunu bölge avukatıyla mahkemem dışında tartışmanızı istiyorum. | Open Subtitles | آنسة (فيدال) أنصحكِ بأنّ تتناقشي مع مساعد المدعي العام حول هذه القضية خارج قاعتي |