"قاعده" - Translation from Arabic to Turkish

    • kural
        
    • kuralı
        
    • merkez
        
    • üssü
        
    • üs
        
    • kuralımız
        
    • tabanında
        
    • tabanına
        
    • kuralıdır
        
    • üssünü
        
    • üssünde
        
    • kuralım
        
    • veritabanına
        
    • veritabanından
        
    Aslında, bir yerde yanlışın var. Daha çiğnemediğimiz bir kural var. Open Subtitles فى الواقع ، أنت مخطئ فى شيئ ما هناك قاعده واحده لم نخرقها بعد
    Unutma, hapiste birinci kural... hücre arkadaşını her zaman kollamaktır. Open Subtitles فقط تذكر, قاعده رقم 1 فالسجن : , دائماً تعتني بشريك زنزانتك
    İşin ilk kuralı, yatırımımızı koru. Bankacının Kuralları 1775 Open Subtitles اهم قاعده في الاستثمار ان تحمي استثماراتك
    - Her şey sağlam olsun. İyi eğlenceler. - Angel merkez, burası 911. Open Subtitles لا تمزق اي شيئ, استمتع قاعده انجلز, هذا ارسال من 911.
    Elliye yakın İngiliz ve Fransız hava üssü ilk günden vurulmuş ve ağır zayiat verdirilmişti. Open Subtitles خمسون قاعده جويه ما بين بريطانيه و فرنسيه هوجمت فى اليوم الأول للقتال و الخسائر كانت مروعه
    Bu oda korunmalı, bu nedenle üs teknolojisinin herhangi bir parçası etkilenmeyecek. Open Subtitles هذه الغرفه محميه,اذا فلن تؤثر على أى قاعده الكترونيه
    Niyetimiz size zarar vermek değil ancak uymanız gereken tek bir kuralımız var; Open Subtitles نحن لا ننوي أي أذى لكم ولكن لدينا قاعده واحده عليكم ان تطيعوها
    Beyninin tabanında kolonileşip birbirimizi anlamamızı sağlıyorlar. Open Subtitles إنها تستقر فى قاعده المخ تسمح بأن نفهم بعضنا البعض
    Anne böyle bir kural koymak için Paula Drake lazım değil sanki. Open Subtitles لنجعل من هذا قاعده يا أمي ما الذي تفعلينه؟
    KURAL: Oyuncular ellerini her zaman temiz tutmalıdır. Open Subtitles قاعده لابد من ان تبقى الأيدي نظيفه طوال الوقت
    Bu işte tek kural vardır, o da orman kuralı. Open Subtitles بعملنا هناك قاعده واحده فقط , قاعدة الغابه
    Gördüğünüz gibi, Marshall ve Lily nin kavgada bir kuralı vardı kavganın herhangi bir anında durup ara verebiliyorlardı. Open Subtitles انظروا .. مارشال و ليلي كان عندهم قاعده كانت في اي نقطة في خلاق الشجار كان بستطاعتهم التوقف و اخذ راحة
    Yeraltı mezarının ilk kuralı yüzünden. Open Subtitles بسبب أول قاعده متبعه في سراديب الموتى إجلبي دوماً أكثر من مصدر للإضاءه
    Güzel konuşmaydı. Angels merkez, teçhizatımızda torazin yok. Open Subtitles محادثه جيده قاعده انجلز , ليس لدينا .الثورازين في الجهاز
    Rampada olduğunuzu mu söylediniz? 142, burası Angels merkez. Duyuyor musunuz? Open Subtitles هل قلت على الهضبه ؟ 142 هذه قاعده انجلز , هل تسمعني ؟ 142? ماذا لدينا ؟
    Tom'un görev yeri, Kaneohe'deki Donanma Pilotları üssü. Open Subtitles توم اقام فى قاعده الاسطول الجويه فى كانويه
    Bana üs kapattırmayın yeter, çünkü biliyorsunuz... Open Subtitles فقط لا تجعليني أقوم بإغلاق أي قاعده لأنك كما تعلمين
    Yeni kuralımız: Bundan sonra kimse "sonuç" kelimesini kullanmayacak. Open Subtitles حسنا,قاعده جديده لايمكنكم قول كلمه خاتمه
    Polis veri tabanına hackledim. Geçmişi ve günümüzü. Open Subtitles أخترقت قاعده بيانات الشرطه القديمه و الحديثه
    Bu hayatın bir kuralıdır; kız ne kadar güzelse, arabası o kadar pistir. Open Subtitles أنها قاعده الحياه , كلما زاد جمال البنت , كلما ساءت سيارتها
    İlk İkarus üssünü çalışır hale getirmenin ne kadar zaman aldığını biliyorsun. Open Subtitles حسناً أتعرف كم من الوقت إحتجنا لجعل قاعده ليكاروس الأولى تعمل ؟
    ABD Hava üssünde patlayacak atom bombası daha çok ilgimi çekiyor. Open Subtitles أنا أكثر اهتماماً بقنبله ذريه ستنفجر فى قاعده جويه أمريكيه
    Yani benim bir kuralım vardır, ne zaman arabayla birine çarpsam, onunla kahvaltı yapmak gerekir. Open Subtitles أعني لدي قاعده عندما أصدم شخص بالسيارة يجب أن يأخذ إفطاره معي
    Haydi, onu güvenlik kişisel veritabanına sokmamız gerekiyor. Open Subtitles هيا, يجب ان ندخل اسمه في قاعده البانات الامنيه
    Belen bilgiler Bölüm'ün veritabanından aldıklarımızla örtüşüyor. Open Subtitles المعلومات التى حصلنا عليها مشابهه للمعلومات التى جائتنا من قاعده معلومات القسم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more