Saat 20:30'dan az biraz önce olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأنّه حدّث تماماً قبل السّاعة 8: 30. |
Erkek arkadaşınızın ofisini aradım ama tırmanmaya gittiği için izinli olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أعذروني يا رفاق لقد تمكّنتٌ من الوصولِ إلى مكتبِ صديقكِ لكنّهم قالوا بأنّه اليومَ في رحلق ترفيهيّة لتسلق الصخور |
Çok hoşlarına gitti. Okudukları en iyi senaryo olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أحبّوا النّص، قالوا بأنّه من أفضل النصوص التي قرأوها. |
En gözde gösteri olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | قالوا بأنّه كَانَ الفعل الأحرّ على الشريطِ. |
Futbol oynadığını söylemişlerdi. | Open Subtitles | الذي كَانَ عِنْدَهُ الأفخاذ الأكثر دَهشَةً. قالوا بأنّه لَعبَ كرةَ قدم. |
Başta onun vurulduğunu düşündüm ama vuran kişi olduğunu söylediler. | Open Subtitles | اعتقدتُ بالبداية بأنّه هو الذي تعرّض لإطلاق النار ولكنهم قالوا بأنّه هو مُطلِق النار |
Bunun önceden planlanmış olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأنّه كان نظام |
Havayla ilgisi olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأنّه كان متعلّق بالطقس |
Mossad'dan olduğunu söylediler zaten. | Open Subtitles | وهم قالوا بأنّه مُشَوَّشُ. |
Güvenli olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأنّه كَانَ آمنَ. |
Benim için bir şeyin olduğunu söylediler bana. | Open Subtitles | (وي)، قالوا بأنّه سيكون لديك شيئاً لي. |
İki hayat yaşamak gibi olacağını söylemişlerdi. | Open Subtitles | قالوا بأنّه سيكون مثل معيشة العمرين. |