Birkaç video kasetle bize geleceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه سيأتي مع بعض الأشرطة لكي نشاهدهم |
Nerede olduğunu da bilmiyorum ama gelecek, çünkü geleceğini söyledi. | Open Subtitles | لذا لا أعرف أين هو، ولكنه سيأتي لأنه قال أنه سيأتي. |
Son konuştuğumuzda yakında laptoplar geleceğini söyledi. | Open Subtitles | آخر مرة تحدثنا بها، قال أنه سيأتي ببعض الحواسيب النقالة قريباً |
- Seninle geleceğini söylemişti. | Open Subtitles | - قال أنه سيأتي معك |
Ben aklım almıyor. Bunun olacağını biliyordum ama engel olamadım. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك قال أنه سيأتي إلى هنا |
Bu öğleden sonra geleceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيأتي بعد ظهيرة اليوم. |
Yarın Bayan Kessler'le birlikte geleceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه سيأتي صباحاً مع السيدة ( كيسلير ) |
Kendinin geleceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه سيأتي هو. |
O bana geleceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيأتي إليّ |
Bizim için geleceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيأتي لأجلنا. |
Bizim için geleceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيأتي لأجلنا. |
New York'a geleceğini söyledi. | Open Subtitles | (قال أنه سيأتي إلينا من (نيويورك |
geleceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيأتي |
Seninle geleceğini söylemişti... | Open Subtitles | ...قال أنه سيأتي معك |
geleceğini söylemişti, yani... | Open Subtitles | قال أنه سيأتي |
Ben aklım almıyor. Bunun olacağını biliyordum ama engel olamadım. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك قال أنه سيأتي إلى هنا |