Falcı, ...gerçekten onun aklından geçen hiçbir şeyin olmadığını, söyledi. | Open Subtitles | المعتوه قال بأنه ليس لديه أي شئ يجول بعقله |
Kemana bakmak için bir adam geldi. Eski olmadığını ve Avusturya malı olmadığını söyledi. Çin malıymış, fabrikada yapılmış. | Open Subtitles | لقد أترى رجل يبحث عن الكمان لقد قال بأنه ليس قديماً و ليس من أستراليا بل من الصين |
Ve mükemmel bir hayatının olmaması için hiçbir sebep olmadığını söyledi. | Open Subtitles | ولقد قال بأنه ليس هنالك من سبب بألا تحظى بحياة مثالية وحياة طبيعية |
Başkan bey az önce arayıp helikoptere ihtiyacı olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد تلقيت إتصال من المدير لتوي لقد قال بأنه ليس هناك حاجة للهليكبتر |
- Frankie Elliot'ın... evinde olmadığını söyledi, ama yakınlarda oradaymış gibi göründüğünü söyledi. | Open Subtitles | -فرانكي " قال بأنه " ليس في منزله لكن يبدو بأنه جاء مؤخراً |
Cinayetlerle hiçbir ilgisi olmadığını söyledi. Uyuşturucuyla ilgiliymiş. | Open Subtitles | لقد قال بأنه ليس له علاقة بالأمر كان بشأن المخدرات |
Asıl işi olmadığını söyledi ya. | Open Subtitles | هو فقط قال بأنه ليس شغله الرئيسي. |
Doktor Gao ciddi olmadığını söyledi. | Open Subtitles | الدكتور جاو قال بأنه ليس سيئ جدا |
Ordu, akrabasının olmadığını söyledi. | Open Subtitles | الجيش قال بأنه ليس لديه أقارب |
Yeterli param olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه ليس عندي مالا يكفي |
Tom baban olmadığını söyledi. | Open Subtitles | توم) قال بأنه ليس أبوك) |