Yani, en azından, onun yönetmen olduğunu düşünüyorum. Bir beyzbol şapkası takıyordu. | Open Subtitles | أعتقد بأنه المخرج لقد كان يرتدي قبعة بيسبول |
Okulun ilk günü bir beyzbol şapkası takıyordu ve öğretmenimiz ondan şapkasını çıkarmasını istemişti. Çıkardığında, saçları kafasına yapışmış durumdaydı. | Open Subtitles | وكان يرتدي قبعة بيسبول في اول يوم بالمدرسة وجعله المعلم يخلعها وكان شعره كثيفا على رأسه |
beyzbol şapkası giyiyormuş. Ortalama bir vücut yapısı... | Open Subtitles | قال أنه كان يضع قبعة بيسبول وطوله وبنيته متوسطة |
Uzun kollu gömlek ve kırmızı beysbol kasketi giyinin. | Open Subtitles | ارتدي قميص طويل الاكمام و قبعة بيسبول حمراء |
beysbol şapkalı ve güneş gözlüklü iki adam vardı. | Open Subtitles | كان هنالك رجلين, يرتدون قبعة بيسبول, نظارات شمسية... |
Onları. 2 kişiydiler. beysbol şapkası takmış ayaktakımından bir çiftti. | Open Subtitles | عليهما,كانا اثنان منحطين يرتديان قبعة بيسبول |
"Beyaz erkek, ortalama boy/kilo, siyah ceket, beyzbol şapkası." | Open Subtitles | ذكر قوقازيّ , طوله و وزنه متوسط معطف أسود , قبعة بيسبول |
İlk kurbanın beyzbol şapkası taktığını söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أن الضحية الأولى كان يرتدي قبعة بيسبول |
Geçen yıl da fazla kiloluyum ve beyzbol şapkası takıyorum diye dalga geçiyorlardı. | Open Subtitles | السنة الماضية أنها كانت كل شيء حول الوزن المفرط وأرتداء قبعة بيسبول |
Tamam, bir para klipsi, 47 dolar ve 32 sent bir Florida eyalet ehliyeti, bir beyzbol şapkası. | Open Subtitles | مبلغ مالى 47.32دولاراً ترخيص قيادة واحد قبعة بيسبول واحدة |
Arka camda beyzbol şapkası vardı. Plakayı okumaya çalıştım ama plaka üstündeki ışık yanmıyordu. - Muhtemelen bozdu. | Open Subtitles | كان هناك قبعة بيسبول في النافذه الخلفيه أخبرنا أكثر عن قبعة البيسبول |
Oradan mezun herkesin özel beyzbol şapkası vardır. | Open Subtitles | كل فئه أرتادت ذلك المكان امتلكت قبعة بيسبول فريدة من نوعها |
İçinden sarı saçlarının çıktığı kırmızı bir beyzbol şapkası takıyordu. | Open Subtitles | يرتدي قبعة بيسبول حمراء يخرج منها شعر أشقر |
Çoğunlukla bir beyzbol şapkası, kürek eldivenleri ve bir gülümseme, ya da bir çift çatık kaş – bir önceki gece hangi yöne gitmiş olduğuma bağlı olarak. Ve bol bol güneş kremi. | TED | غالباً , قبعة بيسبول قفازات تجديف و إبتسامة , أو تكشيرة يعتمد على ما إذا ما أنجرفت إلى الخلف أثناء الليل وكثيراً من واقى الشمس |
Size ait olduğuna inandığımız bir beyzbol şapkası bulduk. | Open Subtitles | وجدنا قبعة بيسبول نعتقد أنها تعود لك |
Üstünde kahverengi kazak, mücevherli beyzbol şapkası, şuranda da yediğin sosisliden bulaşan hardal lekesi vardı. | Open Subtitles | قميص بني ثقيل قبعة بيسبول مزينّة بعض الخردل هنا من شطيرة الـ "هوت دوغ" التي كنت تأكلها |
Uzun kollu gömlek ve kırmızı beysbol kasketi giyinin. | Open Subtitles | ارتدي قميص طويل الاكمام و قبعة بيسبول حمراء |
- Konuştuğun beysbol şapkalı adam. | Open Subtitles | - الرجل الذي كان يعتمر... قبعة بيسبول - كنتِ تتحدثين معه |
Kapıya gelen adam güneş gözlüğü ve beysbol şapkası takmıştı. | Open Subtitles | رجل التوصيل كان يلبس قبعة بيسبول ونظارات شمسية |
beyzbol şapkalı ve güneş gözlüklü. | Open Subtitles | يعتمر أحدهم قبعة بيسبول والآخر يرتدي نظارة شمسية |