Yine de bu, gitmeden önce birini öldürmesini mazur göstermez. | Open Subtitles | هذا لا يعذر له أنه قتل روحاً قبل أن يرحل |
gitmeden önce ona açıklamış olmama rağmen. Kaçacak bir yerim yok kardeşim. | Open Subtitles | رغم أنّه لا مكان أفرّ إليه كما شرحتُ له قبل أن يرحل |
Ama nereye gittiğini bilmek istiyorsan, gitmeden önce buraya gelsen iyi olur. | Open Subtitles | إن كنت تريد أن تعرف أين سيذهب فمن الأفضل أن تأتي إلى هنا قبل أن يرحل من جديد |
Babanız buradan ayrılmadan önce ailemi tanıdığını mı söyledi? | Open Subtitles | هل قال أبوك أنه كان يعرف العائلة قبل أن يرحل عن هنا ؟ |
Yola çıkmadan önce sana vermem için bana yemin ettirdi. | Open Subtitles | لقد جعلني أقسم بأن أعطيها لك قبل أن يرحل |
gitmeden hemen önce bana ne dedi biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرفين ماذا قال لي قبل أن يرحل ؟ |
Öyleyse gitmeden önce bu gece onu yakalamalıyız. | Open Subtitles | فيجب أن نصلَ إليه الليلةَ إذاً قبل أن يرحل |
Evet, adamın kamışı gitmeden önce gemi direği gibiydi. | Open Subtitles | اة، نعم .. قضيب الرجل ..كان مثل السفينة ..قبل أن يرحل |
- gitmeden önce tıpkı o da senin gibi davranıyordu. | Open Subtitles | - أجل - كان يتصرف تماماً مثلك قبل أن يرحل |
gitmeden önce, Ivan'ı görmem gerek. | Open Subtitles | أنا يجب أن أرى إيفان قبل أن يرحل |
gitmeden önce bana ne dedi biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلمين ماذا قال لي قبل أن يرحل ؟ |
- gitmeden önce sana 10 yıl verdi. | Open Subtitles | حسنا لقد منحك 10 سنوات قبل أن يرحل |
gitmeden önce babam söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني أبي عنهم قبل أن يرحل. |
Princeton'a gitmeden önce de söylemememin tek nedeni hayatına engel olmak istemememdi. | Open Subtitles | السبب الرئيس الذي جعلني لا أخبره عن شعوري قبل أن يرحل إلى "برينستون" هو أنني لم أرد الوقوف في طريق حياته الجديدة. |
- gitmeden önce üzerini değiştirdi onları giydi ve çekti gitti! | Open Subtitles | ... غيرهم ثانية قبل أن يرحل ! وأرتداهم عندما رحل |
Arnie gitmeden önce onu keşfetmiş. | Open Subtitles | أظن آرني اكتشفه قبل أن يرحل |
Ve ayrılmadan önce otelde bizimle buluşmayı kabul etti. | Open Subtitles | و وافق على مقابلتنا في الفندق قبل أن يرحل |
- Darwin bana ayrılmadan önce doğru dosyayı yedeklediğinden emin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | -أخبرني (داروين) قبل أن يرحل بأنّه كان متأكداً من تحميله للملف الصحيح |
ayrılmadan önce veri sunucularını yaktı. | Open Subtitles | إنه حرق بياناتك وخودامك قبل أن يرحل. |
Yola çıkmadan önce sana vermem için bana yemin ettirdi. | Open Subtitles | لقد جعلني أقسم بأن أعطيها لك قبل أن يرحل |
Babam gitmeden hemen önce beni Dumbo'ya götürmüştü, çok beğendiğim için fil biriktiriyorum. | Open Subtitles | عندما كنت في السابعة من عمري، و قبل أن يرحل والدي، أخذني لمشاهدة (دمبو) لقد أعجبني، و لهذا أجمع الفيَله |