Evet, seni yere indirip kafan yere çarpmasaydı kanser yayılmadan önce tomografi çektirmeyecektin. | Open Subtitles | صحيح لو لم يوقعك على رأسك لما فعلت مسح كمبيوتري للرأس الذي كشف عن السرطان قبل أن ينتشر |
Evet, seni yere indirip kafan yere çarpmasaydı kanser yayılmadan önce tomografi çektirmeyecektin. | Open Subtitles | صحيح لو لم يوقعك على رأسك لما فعلت مسح كمبيوتري للرأس الذي كشف عن السرطان قبل أن ينتشر |
Shakri insan denilen vebayı yayılmadan önce durduracak. | Open Subtitles | الشاكري سيوقف الطاعون الإنساني قبل أن ينتشر |
Haberler yayılmadan önce işçi başıyla konuşmamız lazım. | Open Subtitles | يجبُ أن نتحدّث معَ رئيس . العمّال قبل أن ينتشر الخبر |
Hayır, yayılmadan önce virüsü durdurmamız gerek. | Open Subtitles | كلا, كلا حاولنا أيقاف الفايروس عن العمل قبل أن ينتشر |
Bulaşıcı bir hastalık. yayılmadan önce durdurmamız lazım. | Open Subtitles | قبل أن ينتشر أكثر، يجب علينا أن نجعله تحت السيطرة |
Ood-Küre hâlâ kontrol altında. Öyleyse, yayılmadan önce onu durdurmak ulusal görevimiz. | Open Subtitles | ما زلنا نحتوي الموضوع في ميدان الأود - لدينا واجب عام إذا لإيقافه قبل أن ينتشر - |
Baş üstüne efendim. Patojenler yayılmadan önce birilerine haber vermem gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | "أدري بأنني قد أخبرت شخصًا عن الميكروب قبل أن ينتشر." |
Sonra yayılmadan önce McGyver vari çantanın etrafını çevrelememiz gerekecek. | Open Subtitles | "ثانياً, ستحتاجون لـ"مكجفر إنها خيمة احتواء نوعاً ما توضع حول الحقيبة قبل أن ينتشر الوباء |
yayılmadan önce durdur. | Open Subtitles | أوقفه قبل أن ينتشر |
Bunu yayılmadan önce durdurmam lazım. | Open Subtitles | عليّ إيقاف ذلك قبل أن ينتشر. |
ilan et gitsin. Haberler yayılmadan önce. | Open Subtitles | ـ أعلن هذا قبل أن ينتشر الخبر |
Bu yayılmadan önce Matt'i bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا إيجاد (مات) قبل أن ينتشر الأمر سريعاً |
Bunu yayılmadan önce durdurmam lazım. | Open Subtitles | - أجل ... عليّ إيقاف ذلك قبل أن ينتشر |