kahvaltıdan önce naneşekeri yemek iyi değildir. | Open Subtitles | تناوُل النعناع قبل الإفطار قد يوقِف نُموّك. |
Aslına bakarsanız, seçmen kahvaltıdan önce oy verdi. | Open Subtitles | في الحقيقة، أن المنتخب حضر هنا قبل الإفطار |
Söz veriyorum kahvaltıdan önce işten yırtacaksınız. Adamlarını al ve defol. | Open Subtitles | أعدك بالبكاء قبل الإفطار أحضر رجالك وأخرج من هنا |
kahvaltıdan önce iki kişiyi öldüren bir adam üstelik sabah kafasında da hiç böyle bir düşünce olmadan uyanmış. | Open Subtitles | رجل يقتل شخصين قبل الإفطار لم يكن نية القتل قبل أن يستيظ |
Ben de kahvaltı öncesi yürümeyi kesinlikle severim, fakat dışarı yalnız çıkmazdım. | Open Subtitles | إننى أيضاً أحب السير قبل الإفطار لكنى لما كنت خرجت بمفردى |
Masanın başına kurul bakalım ve en sevdiğin pankekleri beklerken kahvaltı öncesi milkshake'in tadını çıkar. | Open Subtitles | تفضل بالجلوس في مقدّمة الطاولة وبينما تنتظر لفطائرك المحلّاة المفضلة استمتع بالحليب المخفوق ما قبل الإفطار |
Bilmem. kahvaltıdan önce üç saatlik teknik kürek idmanı. | Open Subtitles | لا أعلم، ثلاث ساعات من التجذيف الفني قبل الإفطار |
Ben de aynı şeyi söyleyecektim, ama kahvaltıdan önce gitmiştin. | Open Subtitles | كنت سأقول نفس الشيء لك ولكنك اختفيت قبل الإفطار. |
Günaydın, millet. Şimdi, hepinizin kahvaltıdan önce giyinmiş olmasını istiyorum. | Open Subtitles | صباح الخير أيها الأطفال، أود منكم جميعاً إرتداء ملابسكم قبل الإفطار |
Genelde kahvaltıdan önce 6 tane imkansız şey yapıyoruz. | Open Subtitles | عادةً ما نقوم بستة أشياء مُستحيلة قبل الإفطار |
kahvaltıdan önce kokteyl içmeye benziyor biraz. | Open Subtitles | لايبدو بأنها مثل مُشّكلات قبل الإفطار |
kahvaltıdan önce biraz da temiz hava aldım. | Open Subtitles | أردت أيضا بعض الهواء المنعش قبل الإفطار |
Winston Churchill, kahvaltıdan önce brendi içerdi. | Open Subtitles | وينستون تشرلشري ذاك... كان يشرب ربع جالون من البراندي قبل الإفطار |
kahvaltıdan önce yürümeyi severim. Bana iyi geliyor. | Open Subtitles | احب ان اتمشى قبل الإفطار.ذلك جيد لي |
Evet. kahvaltıdan önce at sürmek, hep iştahımı açmıştır. | Open Subtitles | أجل، ركوب الخيل قبل الإفطار يفتح شهيتي |
Bu kılıcı kahvaltıdan önce biledim. | Open Subtitles | لقد صقلت هذا النصل قبل الإفطار |
kahvaltıdan önce eve gitmenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | لا داعي للذهاب إلى المنزل قبل الإفطار |
kahvaltıdan önce Detroit'de olmuş oluruz ben de o işi oraya gelince hallederim. | Open Subtitles | ونعود " ديترويت " قبل الإفطار حيث نهتم به عند عودتي |
Oh, hepsi kahvaltı öncesi yürüyüş için geçerli. | Open Subtitles | أو ذهب لتمشية بريئة قبل الإفطار |
Senin için kahvaltı öncesi kalıntılarım var. | Open Subtitles | لديّ لكِ بعض بقايا جثة قبل الإفطار |