"قبل الظهر" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğleden önce
        
    • Öğlene kadar
        
    • öğleye kadar
        
    • öğlen olmadan
        
    Her ne kadar öğleden önce müsait olmasalar da yerinde bir gayeniz varsa boş zamanlarını size can atarak teslim edeceklerdir. Open Subtitles قد لا يستيقظ الطلاب قبل الظهر لكنهم سيكونوا متحمسين ليعطوك كل وقت فراغهم إذا كنت تستطيع ان تخترع قضية تستحق اهتمامهم
    Dawes otel paketindeki herkesi öğleden önce yeniden kaydettirmem gerek. Open Subtitles علي ان اعيد الجدولة لكامل حجوزات فندق دراوز قبل الظهر
    SağIığımı düşünüyorum. öğleden önce kalkıp biraz yürüyorum. Open Subtitles أننى أنتبه إلى صحتى استيقظ قبل الظهر و أتمشى 20 متر
    Kovuldun! Ya Öğlene kadar burayı terk edersin ya da seni attırırım! Open Subtitles أريدك خارج مكتبك قبل الظهر أو سيتم إلقاءك خارجاً
    Babam hayatta Öğlene kadar iş bulamaz. Open Subtitles من المستحيل أن يحصل أبي على عمل قبل الظهر.
    İşin nedeniyle, seni öğleden önce uyanık görmek, ender rastlanır bir durum. Open Subtitles نادرا ما تراه لانك تكون فوق قبل الظهر وهو فى العمل
    Lütfen Cherish, sana öğleden önce benimle konuşamazsın demiştim. Open Subtitles بجديه تشريش لقد اخبرتك انه لايجوز لك التحدث معي قبل الظهر
    Genelde öğleden önce içmem ama şu sıra zorlu bir dönemden geçiyorum. Open Subtitles أنا لا أشرب عادة قبل الظهر لكني أمر في وقت قاسي
    Eğer ordun öğleden önce bulunduğu yeri terkedip geri çekilmezse seni öldüreceğim. Open Subtitles إذا جيشكم لم يتراجع من النقطة الأمامية قبل الظهر سأقتلكم
    Onun öğleden önce bir şarap içmek haricinde parmağını kıpırdattığını en son ne zaman gördün? Open Subtitles متى أخر مره رأيتي امي ترفع يديها لأي شئ قبل الظهر لأي شئ بجانب الكلب المجنون ؟ ؟
    Gün ilerledikçe sıcaklık hızlı bir şekilde artıyor ve öğleden önce bile rahatsız edici bir sıcaklığa ulaşıyor. Open Subtitles ومع تقدم النهار ترتفع درجة الحراره بسرعه حتى قبل الظهر تكون حاره جداً فلابد من الراحه
    Daha az içiyorlar. İnsanlar öğleden önce sarhoş olmak istemiyormuş. Open Subtitles على ما يبدو، والناس لا يسكرون قبل الظهر.
    öğleden önce mülküne varmasını sağlayın. Open Subtitles تأكدوا من وصوله إلى دياره قبل الظهر
    öğleden önce kurumaz. Open Subtitles الأرض لن تجف قبل الظهر ، يا سيدى
    Bana öyle bakma! öğleden önce dönmenizi istemiyorum, anlaşıldı mı? Open Subtitles لا تنظر إلي هكذا و لا تعد قبل الظهر
    İşin nedeniyle, seni öğleden önce uyanık görmek, ender rastlanır bir durum. Open Subtitles من النادر أن تأتي قبل الظهر يا (تيري)، كيف حالك وحال العمل؟
    Ceket tasarımlarının Öğlene kadar onaylanması gerekiyor. Open Subtitles حسنا , القرار بشأن خط السترة يحتاج لـموافقة قبل الظهر
    - Öğlene kadar orada olsak iyi olur. Nerede şu.... Open Subtitles إذا كان علينا الوصول إلى هناك قبل الظهر من ألافضل لنا ...
    Bobby yarın işte olacak. Bu yüzden Öğlene kadar gitmek zorunda değilim Open Subtitles سيعود (بوبي) للعمل في الغد و ليس علي أن أعمل قبل الظهر
    öğleye kadar bana bir isim getirebilirsen her zamanki ücretini üçe katlarım. Open Subtitles سأضاعف اجرتك ثلاثة اضعاف ان احضرت لي أسم قبل الظهر
    Cevabını yarın öğlen olmadan bekliyorum. Open Subtitles اعطني الجواب غدا قبل الظهر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more