O burada, çünkü ona borcum var ve gitmeden önce ödemek istedim. | Open Subtitles | إنها هنا لأنني مدين لها بالمال وعلي أن أدفع لها قبل رحيلي |
Ben gitmeden önce durup, mahcup olabileceğim bazı aptalca şeyler yaptım. | Open Subtitles | سجنت قبل رحيلي, وفعلت بعض الأمور الحمقاء قد اخجل منه |
O burada. Çünkü ona borcum vardı ve gitmeden önce borcumu ödemek istedim. | Open Subtitles | إنها هنا لأنني مدين لها بالمال وعلي أن أدفع لها قبل رحيلي |
Ayrılmadan önce seni görmeliydim, çünkü sana öyle haberlerim vardı ki. | Open Subtitles | كان علي رؤيتك قبل رحيلي لأنه لدي أخبار لك |
Evdeki her şeyi düzenlediğime inanıyorum ama Ayrılmadan önce mutfağın döşemesiyle ilgilenemedim. | Open Subtitles | أظن أني رتبت كل الأمور ببيتي، ولكني نادم أني لم أستطع تصليح أرضية المطبخ قبل رحيلي |
Üzgünüm ama çok vaktim yok ve gitmeden önce anlamanı istediğim çok şey var. | Open Subtitles | آسف. لكن ليس أمامي متّسعٌ مِن الوقت، و هناك الكثير يجب أن تفهمه قبل رحيلي. |
gitmeden önce sana bunu söyleme şansı bulduğuma da çok sevindim. | Open Subtitles | ويسرني أن تتاح لي الفرصة لأقول لك ذلك قبل رحيلي. |
Tam gitmeden önce, jeneratörlerin taşınmasıyla ilgili bir kontratı çevirdim. | Open Subtitles | قبل رحيلي مباشرة قمت بترجمة عقد لنقل ستة مولدات |
O yüzden bagisla ama gitmeden önce bazi hayvani kursun deliklerine bant yapistirmam gerek. | Open Subtitles | لذا سامحيني ولكن عليّ لاصق بعض فتحات الطلقات الكبيرة قبل رحيلي |
gitmeden önce sana bir şey sormak istiyorum. | Open Subtitles | لكن قبل رحيلي أردت أن أسألك شيئا |
Ama gitmeden önce, yağsız mayonez diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | حسنا جميعا انتهيت ولكن قبل رحيلي |
gitmeden önce birkaç şeyi halledeceğim... | Open Subtitles | سأقوم فقط بإصلاح بعض الأشياء ... قبل رحيلي ، لذا |
Sadece Cairo'ya gitmeden önce bir gemi kaptanı bulabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أعرف إن كنت سأعثر على سفينة قبل رحيلي إلى "القاهرة". |
Bu durumda gitmeden önce en iyi öpücüğünü ver bana. | Open Subtitles | في هذه الحالة... يجدر بك تقبيلي قبل رحيلي. |
Yakında görüşeceğiz ama gitmeden önce bunun ne olduğunu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | سأراك لاحقاً لكن قبل رحيلي... هل تتذكر ما هذا؟ |
Sabah gitmeden önce burada uyuyorum. | Open Subtitles | أستلقي قبل رحيلي في الصباح |
Evet, ama gitmeden önce birşey sormalıyım. | Open Subtitles | - أجل لكن قبل رحيلي أريد أن أطلب شيئاً |
İmparator, ben yanından Ayrılmadan önce önemli meseleleri görüşmek istedi. | Open Subtitles | كانت ثمة بعض الشؤون التي أراد الامبراطور مناقشتها معي قبل رحيلي |
Ayrılmadan önce şunu söylemek isterim ki, bu Mafya ile ilgili suçlamalar kesin olarak İtalyanlara leke sürmektir. | Open Subtitles | و لكن قبل رحيلي أود أن أقول الأتي أن هذه الاستجوابات ليست بأي ... شكل من الأشكال إدانة للشعب الايطالي العظيم... |
Ben Ayrılmadan önce, Brock benim için bir sürprizi olduğunu söyledi: | Open Subtitles | قبل رحيلي قال " بروك " انه يخبئ لي مفاجأة |
Ayrılmadan önce onu evlatlık olarak verdim. | Open Subtitles | قبل رحيلي تركتها في رعاية إحدى الأسر |