Dün gece benimle vedalaşabildi, fakat gitmeden önce kızkardeşime veda edemeyeceğinden endişeliydi. | Open Subtitles | لقد تمكن من توديعي الليلة الماضية لكنه كان بلا شك متلهف لتوديع شقيقتي أيضاً قبل مغادرته |
Yani, gitmeden önce geçirdiğimiz yılları kastediyorum. | Open Subtitles | اقصد وجوده فى حياتى, خلال تلك السنوات قبل مغادرته. |
gitmeden önce, bana, benim hiç kimseyle mutlu olamayacağımı söyledi. | Open Subtitles | وقال قبل مغادرته لي بأنني لن تكون سعيدا مع أي شخص. |
Evden ayrılmadan önce onu vurmuş olabilir, sonra da onu aramıştır. | Open Subtitles | كان بإمكانه رميها بالرصاص قبل مغادرته, ثم أبلغ عنها. |
Sence Pitt kardeş Kabil'den ayrılmadan önce son bir gol atmış olabilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هذا الرجل بيت قد أحرز هدفا قبل مغادرته لكابل؟ |
Evans, yola çıkmadan önce karısını öldürdü. Sonra da gemiye geldi. | Open Subtitles | أيفانز قتل زوجته قبل مغادرته للإنضمام إلى السفينة |
Hastaneye gitmeden önce çokta iyi anlaşmadıklarını söyledi. | Open Subtitles | حسنا، انه يقول قبل مغادرته للمستشفى أنها ليست على أفضل الشروط. |
Elinde deodorant vardı. gitmeden önce elini sıktım. | Open Subtitles | ،لقد كان هناك مزيل عرق على يديه لقد صافحته قبل مغادرته |
Lisedeki baş düşmanım sağ olsun erkek arkadaşımın üniversiteye gitmeden önce yaptığı son şey... | Open Subtitles | شكرا لخصومي في الثانوية افضل شيئ فعله خليلي قبل مغادرته للجامعة |
Onbaşı Finn'i en son ne zaman gördünüz? - Altı ay önce, Irak'a gitmeden önce. | Open Subtitles | متى آخر مرة رأيتي فيها العريف فينس - قبل ستة أشـهر قبل مغادرته الى العراق - |
O gece gitmeden önce bana bunu verdi. | Open Subtitles | في تلك الليلة قدم لي هذا قبل مغادرته |
gitmeden önce seni görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | وقال إنه يود أن يراكِ قبل مغادرته |
Çünkü Kevin Paris'e gitmeden önce bunu yapacağımıza söz verdim. | Open Subtitles | لأن وعدت Kevin قبل مغادرته لباريس أن أننا سوف نفعل ذلك. |
O gitmeden önce konuştuk. | Open Subtitles | تكلمنا قبل مغادرته هذا الصباح |
Bende gitmeden önce ona doğruyu söylemek istiyorum. Naomi'ye de tabi. | Open Subtitles | لذا, أردتُ إخباره بالحقيقة قبل مغادرته و(نعومي) أيضاً. |
gitmeden önce ortalığı temizledi. | Open Subtitles | وتنظيف المحل قبل مغادرته. |
O gün evden ayrılmadan önce Victor, ceketinin altına bir şey gizledi. | Open Subtitles | قبل مغادرته للمنزل أخفى شيئا تحت سترته |
- Sadece dinle. ayrılmadan önce, bu hat üzerinde ileri geri hareket etmenin bir yolunu bulduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | قبل مغادرته أعتقد أنه أوجد وسيلة للتحرك |
Lokomotiften çıkmadan önce müstakil freni ayarladığını düşünüyormuş. | Open Subtitles | قبل مغادرته للقاطرة، ادّعى أنّه طبّق المكابح المستقلّة |
Plakçalarında bu vardı, muhtemelen tatile çıkmadan önce dinlediği son şey bu olmuştur. | Open Subtitles | وكان ذلك على القرص الدوار. انها على الارجح الشيء الذي استمع ل قبل مغادرته في اجازة. |
Gece aşağıya inip, gitmeden onu yakalarım. | Open Subtitles | سأذهب لأسفل قبل نهاية الأمسية لألحق به قبل مغادرته. |