Ve söz konusu beyin yarın öğle yemeğinden önce otelden ayrılması gerektiğine oy birliğiyle karar verdik. | Open Subtitles | و قد أجمعنا قد أجمعنا تقريباً أن السيد المتورط فى ذلك يجب عليه أن يرحل غداً قبل موعد الغداء |
Ona fazla bulaşmayın, öğle yemeğinden önce dönerim. | Open Subtitles | إتركه وشأنه فحسب، وسأعود قبل موعد الغداء. |
Bu kasaları öğle yemeğinden önce açmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت فحسب فتح هذه الصناديق قبل موعد الغداء |
Bayan Cooper'a gidip o adamın yarın öğle yemeğinden önce otelden ayrılması için ısrar edeceğim. | Open Subtitles | سوف أذهب مباشرة إلى الآنسة " كوبر" و أصر على أن يترك الفندق قبل موعد الغداء غداً |
Donna, öğle yemeğinden önce Henderson'la konuşmalı ve Braxton'a bir şişe şarap almalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أتواصل مع (هيندرسون) قبل موعد الغداء و أن أرسل لـ(براكستون) عبوة من النبيذ |